1. [14:11] | ḳâlet lehüm rusülühüm in naḥnü illâ beşerum miŝlüküm velâkinne-llâhe yemünnü `alâ mey yeşâü min `ibâdih. vemâ kâne lenâ en ne'tiyeküm bisülṭânin illâ biiẕni-llâh. ve`ale-llâhi felyetevekkeli-lmü'minûn. | قالت لهم رسلهم إن نحن إلا بشر مثلكم ولكن الله يمن على من يشاء من عباده وما كان لنا أن نأتيكم بسلطان إلا بإذن الله وعلى الله فليتوكل المؤمنون قَالَتْ لَهُمْ رُسُلُهُمْ إِن نَّحْنُ إِلاَّ بَشَرٌ مِّثْلُكُمْ وَلَـكِنَّ اللّهَ يَمُنُّ عَلَى مَن يَشَاءُ مِنْ عِبَادِهِ وَمَا كَانَ لَنَا أَن نَّأْتِيَكُم بِسُلْطَانٍ إِلاَّ بِإِذْنِ اللّهِ وَعلَى اللّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ |
---|
Elmalılı | Peygamberleri onlara dediler ki: "(Evet) biz ancak sizin gibi bir insanız, ama Allah kullarından dilediğine nimetini lütfeder. Ve Allah'ın izni olmadıkça bizim size bir delil getirmemize imkan yoktur. Müminler ancak Allah'a dayansınlar. |
Y. Ali | Their messengers said to them: "True, we are human like yourselves, but Allah doth grant His grace to such of his servants as He pleases. It is not for us to bring you an authority except as Allah permits. And on Allah let all men of faith put their trust.
|
Words | | قالت - Said| لهم - to them| رسلهم - their Messengers,| إن - "Not| نحن - we (are)| إلا - but| بشر - a human| مثلكم - like you,| ولكن - but| الله - Allah| يمن - bestows His Grace| على - on| من - whom| يشاء - He wills| من - of| عباده - His slaves.| وما - And not| كان - is| لنا - for us| أن - that| نأتيكم - we bring you| بسلطان - an authority| إلا - except| بإذن - by the permission of Allah.| الله - by the permission of Allah.| وعلى - And upon| الله - Allah| فليتوكل - so let put (their) trust| المؤمنون - the believers.| |
Pickthal | Their messengers said unto them: We are but mortals like you, but Allah giveth grace unto whom He will of His slaves. It is not ours to bring you a warrant unless by the permission of Allah. In Allah let believers put their trust! |
Arberry | Their Messengers said to them, 'We are nothing but mortals, like you; but God is gracious unto whomsoever He will of His servants. It is not for us to bring you an authority save by the leave of God; and in God let the believers put all their trust. |
Shakir | Their messengers said to them: We are nothing but mortals like yourselves, but Allah bestows (His) favors on whom He pleases of His servants, and it is not for us that we should bring you an authority except by Allah's permission; and on Allah should the believers rely. |
Free Minds | Their messengers said: "We are but humans like you, but God will bestow His grace upon whom He pleases from His servants. And it is not up to us to bring you proof except by God's leave. And in God the believers should place their trust" |
Qaribullah | Their Messengers said to them: 'We are nothing except humans like you. But Allah bestows His Mercy on those of His worshipers whom He chooses. We cannot give you proof, except with the permission of Allah. In Allah, let believers put their trust. |
Asad | Their apostles answered them: "True, we are nothing but mortal men like yourselves: but God bestows His favour upon whomever He wills of His servants. Withal, it is not within our power to bring you a proof [of our mission], unless it be by God's leave-and [so] it is in God that all believers must place their trust. |
Diyanet Vakfı | Peygamberleri onlara dediler ki: "(Evet) biz sizin gibi bir insandan başkası değiliz. Fakat Allah nimetini kullarından dilediğine lütfeder. Allah'ın izni olmadan bizim size bir delil getirmemize imkan yoktur. Müminler ancak Allah'a dayansınlar." |
Diyanet | Peygamberleri onlara şöyle dedi: "Biz ancak sizin gibi birer insanız ama, Allah, kullarından dilediğine iyilikte bulunur. Allah'ın izni olmadıkça biz size delil getiremeyiz. İnananlar sadece Allah'a güvensin." |
Edip Yüksel | Elçileri ise kendilerine şöyle dediler: "Biz, elbette sizin gibi birer insanız. Ancak, ALLAH, kullarından dilediğini seçerek ona lütufta bulunur. ALLAH'ın izni olmadan size bir yetki belgesi getirmemiz olanaksızdır. İnananlar ALLAH'a güvenmeli. |
Suat Yıldırım | Resulleri onlara: “Evet,” dediler. “Biz sizin gibi beşerden başka bir şey değiliz. Fakat Allah peygamberlik nimetini kullarından dilediğine ihsan eder.Allah'ın izni olmadıkça size mûcize göstermemiz mümkün değildir.O halde müminler yalnız Allah’a dayanıp güvenmelidirler.” |
Yaşar Nuri Öztürk | Resulleri onlara dediler ki: "Biz de sadece sizin gibi birer insanız, fakat Allah, kullarından dilediğine lütufta bulunur. Allah'ın izni olmadan bizim size bir kanıt getirmemiz haddimize değil. İnananlar yalnız Allah'a dayanıp güvensinler." |
Abdulbaki Gölpınarlı | Peygamberleri, biz de dediler, sizin gibi insanız, fakat Allah, kullarından dilediğine lutfeder, ihsanda bulunur ve biz, Allah'ın izni olmadıkça size bir delil ve mucize gösteremeyiz ve inananlar, artık Allah'a dayanmalı. |
Ali Bulaç | Resulleri onlara dediler ki: "Doğrusu biz, sizin gibi yalnızca bir beşeriz, ancak Allah kullarından dilediğine lütufta bulunur. Allah'ın izni olmaksızın size bir delil getirmemiz bizim için olacak şey değil. Mü'minler, ancak Allah'a tevekkül etmelidirler." |
Süleyman Ateş | Elçileri onlara dediler ki: "Evet biz de sizin gibi insandan başka bir şey değiliz. Fakat Allah, kullarından dilediğine lutfeder. Allah'ın izni olmadan biz size delil getiremeyiz. İnananlar, Allah'a dayansınlar." |
Önceki [14:10]< >[14:12] Sonraki |