Kurban

Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Ademoğlu kurban kesme gününde Allah katında kan akıtmaktan daha sevimli bir amel işlememiştir. O kurban kıyamet günü boynuzları kılları ve tırnaklarıyla gelecektir. Kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah katında hemen kabul olunur. Bu sebeple kestiğiniz kurbanlardan dolayı sıkıntı değil gönlünüz hoş olsun.”
(İbn Mâce, Edaha: 3)
Tirmizî: Bu konuda Imrân b. Husayn ve Zeyd b. Erkâm’dan da hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Hişâm b. Urve’nin rivâyetinden olduğunu sadece bu şekliyle bilmekteyiz. Ebû’l Müsennâ’nın ismi Süleyman b. Yezîd’tir. İbn ebî Füdeyk ondan hadis rivâyet etmiştir.
Tirmizî: Rasûlullah (s.a.v.)’den; Kurbanlar hakkında: “Kurban kesen kimse için kurbanın her bir kılı karşılığında sevap verilir” buyurduğu rivâyet edilmiştir. “Boynuzları karşılığında” da buyurduğu rivâyet edilmiştir.

Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.) boynuzlu alaca renkli iki koçu kendi eliyle keserek kurban etti. Besmele çekti, tekbir aldı ve keserken ayağını koçların sağ yanı üzerine koydu.”
(Buhârî, Edâhî: 7; Müslim, Edâhî: 3)
Tirmizî: Bu konuda Ali, Âişe, Ebû Hüreyre, Ebû Eyyûb, Câbir, Ebû’d Derdâ, Ebû Rafî’, İbn Ömer, Ebû Bekre’den aynı şekilde hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

Ali (r.a.)’den rivâyete göre, kendisi bizzat iki kurban keserdi; biri Rasûlullah (s.a.v.) adına diğeri de kendi adına olmak üzere... Kendisine bunun sebebi sorulunca şöyle dedi: Böyle yapmamı bana Rasûlullah (s.a.v.) emretti ve bu şekilde yapmayı hiç terk etmeyeceğim.
(Ebû Dâvûd, Dehâyâ: 1)
Tirmizî: Bu hadis garibtir. Bu hadisi sadece Şerîk’in rivâyetiyle bilmekteyiz. Bazı ilim adamları ölen kimse için kurban kesilebileceğine izin veriyorlar. Bazıları ise bunu kabul etmiyorlar. Abdullah b. Mübarek diyor ki: Bana göre kurban kesmek yarine onun bedelini sadaka olarak dağıtması daha hoştur. Kurban keserse bile etinden asla yemesin tamamını sadaka olarak versin.
Ali b. el Medinî ve Muhammed diyor ki: Şerik’den başkalarıda bu hadisi rivâyet etmişlerdir.

Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.), ağzı siyah, gözlerinin etrafı siyah ayakları siyah damızlık iki koçu kurban etmişti.”
(Ebû Dâvûd, Dahaya: 3; İbn Mâce, Edahî: 4)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahih garibtir. Bu hadisi sadece Hafs b. Gıyas’ın rivâyetiyle bilmekteyiz.

Berâ b. Âzib (r.a.)’den merfu olarak rivâyet ettiği hadisinde şöyle diyor: “Topal hayvan, tek gözlü hayvan, hastalığı belli olan hayvan zayıf, ve cılız hayvanlar kurban edilmez.”
(Ebû Dâvûd, Dahaya: 5; İbn Mâce, Edahî: 8)
Hennâd; İbn-ü ebî Zaide vasıtasıyla Şu’be’den, Süleyman b. Abdurrahman’dan, Ubeyd b. Feyrûz’dan, Berâ b. Âzib’den bu hadisin mana olarak benzerini rivâyet etmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Bu hadisi sadece Ubeyd b. Feyrûz’un, Berâ’dan rivâyetiyle bilmekteyiz ilim adamlarının uygulaması da bu hadise göredir.

Ali b. ebî Tâlib (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.), bize kurbanlık hayvan alırken göz ve kulağına dikkat etmemizi, kulağı, burnu kesik, boynuzu kırılmış hayvanlardan kurban kesmemeyi bize emretti.”
(Ebû Dâvûd, Dahaya: 5; İbn Mâce, Dahaya: 8)
Hasan b. Ali, Ubeydullah b. Musa vasıtasıyla İsrail’den, Ebû İshâk’tan, Şüreyh b. Numân’dan, Ali’den bu hadisin bir benzerini rivâyet ederek şöyle ilave yapmıştır. Mukabele: Kulağının ön tarafı kesik. Müdabere: Kulağının arka tarafı kesik , Şerka: Kulağı uzunlamasına yarık, Harka: Kulağı yuvarlak biçimde delik hayvanlarda kurban edilemez.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

Ebû Kibâş’ (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Medîne’ye toklu (erkek koyun) getirdim işler iyi gitmedi. Koyunlar elimde kaldı Ebû Hüreyre ile karşılaştığımda kendisine sordum şöyle dedi: Koyunlardan toklu cinsi ne güzel kurbanlıktır. Ebû Kibâş: Bunun üzerine insanlar benim tokluları kapışıp bitirdiler.
(Müsned: 8859)
Tirmizî: Bu konuda İbn Abbâs, babası vasıtasıyla Hilâl’in kızı Ümmü Bilâl, Câbir, Ukbe b. Âmir ve Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabından bir adamdan da hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahih garibtir. aynı zamanda Ebû Hüreyre’den mevkuf olarak ta rivâyet edilmiştir. Osman b. Vakîd; İbn Muhammed b. Ziyâd b. Abdullah b. Ömer b. Hattâb’tır. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabından ve sonrakilerden bazı ilim adamlarının uygulaması bu hadise göredir. Yani koyun türünden toklunun kurban edilmesi caizdir derler.

Ukbe b. Âmir (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.) kendi keseceği kurbanlık hayvanları ashabı arasında dağıttı geriye bir oğlak kalmıştı ki Ukbe bunu Rasûlullah (s.a.v.)’e hatırlatmıştı. Rasûlullah (s.a.v.) de onu da sen kendin için kurban et buyurdular.”
(Ebû Dâvûd, Dahaya: 5; İbn Mâce, Dahaya: 7)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Vekî’ der ki: “Cez’a” yedi ayı geçmiş bir yaşındaki koyun cinsidir. Ukbe b. Âmir’den değişik şekillerde de rivâyet edilen bu hadis şöyledir: Rasûlullah (s.a.v.), kendi keseceği kurbanları vekaleten kesmeleri için sahabesine dağıtmıştı da bir oğlak kalmıştı. Onun ne olacağını Rasûlullah (s.a.v.)’e sorduğumda onu da sen kendine kurban kes buyurdular.
Aynı şekilde Muhammed b. Beşşâr’dan Yezîd b. Harun ve Ebû Dâvûd’tan aktararak şöyle dediler: Hişâm ed Destevâi, Yahya b. ebî Kesir’den, Bağçe’den, Abdullah b. Bedr’den, Ukbe b. Âmir’den bu hadisi böylece bize aktarmıştır.

İbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Bir seferde Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber idik kurban bayramı geliverdi. Sığırda yedi kişi, devede on kişi olarak kurban kestik.”
(İbn Mâce, Dahaya: 5)
Tirmizî: Bu konuda Ebûl Esed-is Sülemî’nin babasından, dedesinden ve Ebû Eyyûb’tan da hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: İbn Abbâs hadisi hasen garibtir. Bu hadisi sadece Fadl b. Musa’nın rivâyetinden bilmekteyiz.

Câbir (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Hudeybiye’de, Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber deveyi de sığırı da yedi kişi için boğazlayıp kurban etmiştik.
(Ebû Dâvûd, Dahaya: 6; İbn Mâce: Dahaya: 5)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabından ve başkalarından ilim adamlarının uygulaması bu hadise göredir. Sûfyân es Sevrî, İbn’ül Mübarek, Şâfii, Ahmed, İshâk bunlardandır. İshâk, deve; kurban olarak on kişiye yeter diyerek İbn Abbâs hadisini delil olarak alıyor.

Adiyy (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Sığır; yedi kişi için kurban olur.” Dedim ki: “Şayet karnından yavrusu çıkarsa?” “Onunla beraber yavrusunu da kes” dedi. “Ya topal hayvan ne olacak?” dedim. Dedi ki: “Kurban edileceği yere gidebiliyorsa kurban olur.” Dedim ki: “Ya boynuzu kırık hayvan ne olacak?” “Zararı yok dedi ve biz emrolunduk veya Rasûlullah (s.a.v.), bize emretti ki: Kurban edilecek hayvanların göz ve kulaklarını dikkatle inceleyip alın.”
(Ebû Dâvûd, Dehaya: 5; İbn Mâce, Dehaya: 8)

Ali (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), kırık boynuzlu ve kesik kulaklı hayvanın kurban edilmesini yasakladı.” Katâde diyor ki: Bu durumu Saîd b. Müseyyeb’e anlattım kırıklık miktarının yarıya kadar ve yarıdan fazla olursa kurban edilmez dedi.
(Nesâî, Dahaya: 12; Ebû Dâvûd, Dahaya: 5)

Umâra b. Abdullah (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: A’ta b. Yesâr’dan işittim şöyle diyordu: Ebû Eyyûb el Ensârî’ye sordum; Rasûlullah (s.a.v.)’in zamanında kurbanlar nasıldı diye şöyle cevap verdi: “Kişi kendisi ve çoluk çocuğu için tek bir kurban keserdi de onun etinden kendileri de yer başkalarına da yedirirlerdi. Neticede Müslümanlar birbirleriyle övüneceğiz diye gördüğün gibi birkaç kurban kesmek durumuna geldiler.”
(İbn Mâce, Dahaya: 10; Muvatta, Dahaya: 5)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Umare b. Abdullah; Medînelidir. Mâlik b. Enes ondan hadis rivâyet etmiştir. Bazı ilim adamlarının uygulaması bu hadise göredir. Ahmed ve İshâk bunlardan olup Rasûlullah (s.a.v.)’in aşağıdaki hadisini delil gösterirler: “Rasûlullah (s.a.v.), bir koç kurban edip bu kurban ümmetimden kurban kesmeyenler içindir.” Bazı ilim adamları da şöyle derler: “Bir koyun ancak bir kişi için yeterlidir.” Abdullah b. Mübarek ve ilim adamlarından başka kimselerin görüşü de böyledir.

Cebele b. Suhaym (r.a.)’den rivâyete göre, adamın biri İbn Ömer (r.a.)’e kurban kesmek vâcib midir? diye sordu. O da; Rasûlullah (s.a.v.) ve Müslümanlar kurban kestiler dedi. Adam aynı soruyu tekrar edince aklını kullanıp ne dediğimi, anlamıyor musun? Rasûlullah (s.a.v.), ondan sonrada Müslümanlar kurban kestiler.
(İbn Mâce, Dahaya: 2)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. İlim adamlarının uygulaması bu hadise göre olup; Kurban kesmek vâcib değildir. Lakin Rasûlullah (s.a.v.)’in sünnetlerinden bir sünnettir. Hoşlandığı ibadetlerden biridir. Sûfyân es Sevrî ve İbn’ül Mübarek’in görüşü de böyledir.
İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), Medîne’de on yıl kaldı ve her yıl kurban keserdi.
(Müsned: 4815)
Tirmizî: Bu hadis hasendir.

Berâ b. Âzib (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), Kurban bayramı günü bize bir hutbe yaptı ve şöyle buyurdu: “Sizden biriniz bayram namazını kılmadan kurban kesmesin.” Bunun üzerine dayım ayağa kalktı ve dedi ki: “Bugün etin bol olması sebebiyle insanlar etten bıkıp usanırlar. Ben aileme ev halkına ve komşularıma yedirmek için acele ederek kurbanımı kestim.” Rasûlullah (s.a.v.): “Yeniden Kurban kes!” Buyurdu. “Ey Allah’ın Rasûlü! Yanımda dişi bir süt oğlağım var iki koyuna bedeldir onu kurban olarak kesebilir miyim?” Rasûlü Ekrem şöyle buyurdu: “Evet o hayırlı ve senin için yeterlidir fakat senden sonra hiçbir kimse için yeterli olmayacaktır.”
(Buhârî, Edâhî: 11; Müslim, Edâhî: 1)
Tirmizî: Bu konuda Câbir, Cündüp, Enes, Uveymir b. Eş’ara, İbn Ömer ve Ebû Zeyd’in il Ensarî’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. İlim adamlarının çoğunluğunun uygulaması bu hadise göredir. Yani şehirde imam kurban bayramı namazını kılmadan kurban kesilmez ilim adamlarının bir kısmı köy halkının fecrin doğuşundan sonra kurban kesmelerine izin vermektedirler. İbn’ül Mübarek’in görüşü böyledir.
Tirmizî: İlim adamları kurbanda koyunun altı aylığının caiz olup keçinin altı aylığının caiz olmayacağında ittifak etmişlerdir.

İbn Ömer (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.), kurban kesenlerin sayısının az fakirlerin çok olduğu bir yılda; “Sizden biriniz kestiği kurbanın etinden üç günden fazla yemesin” buyurdular.
(Buhârî, Edahî: 16; Müslim, Edâhî: 5)
Tirmizî: Bu konuda Âişe ve Enes’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: İbn Ömer hadisi hasen sahihtir, buradaki yasaklama önceden olup, sonradan kurban etinin saklanabileceğine izin verilmiştir.

Süleyman b. Büreyde (r.a.)’in babasından rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Üç günden fazla kurban etinden yemeyiniz diye size yasaklama getirmiştim kurban kesenlerle kesmeyenler et yemekte denk olsunlar diye... Ama bu andan itibaren kurban kesen sayısı arttığı için dilediğiniz kadar yeyin yedirin ve saklayın.”
(Buhârî, Edâhî: 16; Müslim, Edâhî: 5)
Tirmizî: Bu konuda İbn Mes’ûd, Âişe, Nübeyşe, Ebû Saîd, Katâde, İbn-ün Numân, Enes ve Ümmü Seleme’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Büreyde hadisi hasen sahih olup Peygamber (s.a.v.)’in ashabından ve başkalarından ilim adamlarının uygulaması bu hadise göredir.

Âbis b. Rebia’ (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Müminlerin anası Âişe (r.anha)’ya: “Rasûlullah (s.a.v.), kurban etlerinin üç günden fazla yemeyi yasaklarmıydı? Diye sordum. Buyurdular ki: “Hayır, fakat insanlardan kurban kesen kimse az olduğu için kesmeyen kimselere yedirmek istediğinden dolayı böyle bir kısıtlama getirmişti. Bugün için biz, hayvanların paçalarını saklayıp ongün sonra yiyoruz.”
(Buhârî, Edahî: 16; Müslim, Edahî: 5)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Mü’minlerin anası Âişe’den başka şekillerde de bu hadis rivâyet edilmiştir.

Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Feraa ve Atîre kurbanları diye bir kurban yoktur.” Feraa: Devenin ilk yavrusu olup doğduğunda putlar için kesilirdi.
(Buhârî, Akika: 3-4; Müslim, Edâhî: 6)
Tirmizî: Bu konuda Nübeyşe, Mıhnef b. Süleym, Ebû’l Uşerâ ve babasından da hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Atîre: Haram ayların ilki olan Recep ayına hürmeten kesilen bir kurbandır. Haram aylar Recep, Zilkade, Zilhicce ve Muharrem’dir. Hac ayları ise Şevval, Zilkade ve Zilhicce’nin ilk on günüdür. Hac ayları konusunda da Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabından ve başkalarından böylece rivâyet edilmiştir.

Yusuf b. Mâhek (r.a.)’den rivâyet edilmiştir. Yusuf b. Mâhek ve arkadaşları Abdurrahman kızı Hafsa’nın yanına girip akıka kurbanı hakkında soru sormuşlardı. Hafsa onlara Âişe (r.anha)’nın kendisine şöyle haber verdiğini bildirdi: “Rasûlullah (s.a.v.) erkek çocuğun doğumunda iki, kız çocuğun doğumunda ise tek koyun kesmelerini emretti.”
(Buhârî, Akika: 2; İbn Mâce, Zebaih: 1)
Tirmizî: Bu konuda Ali, Ümmü Kürz, Büreyde, Semure, Ebû Hüreyre, Abdullah b. Amr, Enes, Selman b. Âmir ve İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Âişe hadisi hasen sahihtir. Hafsa, Ebû Bekir’in kızıdır.

Ubeydullah b. ebî Rafi’ (r.a.)’in babasından rivâyete göre, şöyle demiştir: “Ali’nin oğlu Hasan, Fatıma’dan doğduğu zaman Rasûlullah (s.a.v.)’in onun kulağına namaz ezanı gibi ezan okuduğunu gördüm.”
(Ebû Dâvûd, Edep: 106)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Rasûlullah (s.a.v.)’in akika konusunda erkek çocuğu için iki kız çocuğu için bir koyun kesilmesi rivâyeti değişik şekillerde de rivâyet edilmiştir. Aynı zamanda Rasûlullah (s.a.v.)’in torunu Hasan için tek koyun kurban ettiği de rivâyet edilmektedir. İlim adamlarının uygulaması bu hadise göredir.

Selman b. Âmir ed Dabbî (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Erkek çocuğun doğumuyla beraber akika vardır o çocuk adına akika kurbanı kesiniz ve çocuktan her türlü eziyeti gideriniz.”
(Buhârî, Akika: 2; Nesâî, Akika: 2)
Hasan b. A’yen, Abdurrezzak vasıtasıyla İbn Uyeyne’den, Âsım b. Süleym b. Ahvel’den, Hafsa binti Sirîn’den, Rebab’tan, Selman b. Âmir’den bu hadisin bir benzerini bize haber vermiştir.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

Ümmü Kürz (r.a.)’den haber verildiğine göre kendisi Rasûlullah (s.a.v.)’e akikadan sormuştu da Rasûlullah (s.a.v.) şu cevabı vermişti: “Erkek çocuğu için iki koyun, kız çocuğu için tek koyun, koyunların erkek ve dişi olması fark etmez.”
(Nesâî, Akika: 4; Ebû Dâvûd, Dahaya: 20) _

Mıhnef b. Süleym (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Arafat’ta, Vakfede iken Rasûlullah (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu işittim. Ey Müslümanlar gücü yeten her aile için her yıl bir kurban birde atîre kesilmelidir. Atîre nedir bilir misiniz? Recep ayında kesilmesi gereken kurbandır.
(Ebû Dâvûd, Dahaya: 20; Nesâî, Fera ve Atîre: 1)
Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi sadece İbn Avn’ın rivâyetiyle bilmekteyiz.

Ebû Bekre (r.a.)’in babasından rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.), hutbe okudu minberden indi iki koç getirtti ve onları kesti.”
(Nesâî, Dahaya: 14; İbn Mâce, Dahaya: 1)

Semure (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Doğan her çocuk kesilecek akika kurbanı karşılığında rehin gibidir. Doğumunun yedinci gününde bu kurban kesilir ismi konur başı tıraş edilir.
(Ebû Dâvûd, Dahaya: 21; Nesâî, Akıka: 5)
Hasan b. Ali el Hallâl, Yezîd b. Harun vasıtasıyla Saîd b. ebû Arûbe’den, Katâde’den, Hasan’dan, Semure b. Cündüp’den benzeri hadisler rivâyet etmişlerdir.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. İlim adamlarının uygulaması bu hadise göre olup doğumun yedinci gününde akika kurbanı kesilmesini müstehab görürler yedinci gün mümkün olmaz ise on dördüncü gün yine mümkün olmaz ise yirmi birinci gün kesilmelidir. Kurban için caiz olan Akika içinde caizdir, demektedirler.

Ümmü Seleme (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kurban kesecek kimse Zilhicce hilalini gördükten sonra vücudundaki kıllardan ve tırnaklarından hiçbir şey kesmesin.”
(Ebû Dâvûd, Dahaya: 2; İbn Mâce, Dahaya: 11)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Râvîler içerisindeki Ömer b. Müslim’in doğrusu Amr b. Müslim’dir. Kendisinden Muhammed b. Amr b. Alkame ve pek çok kimse hadis rivâyet etmiştir. Bu hadis Saîd b. Müseyyeb’den ve Ebû Seleme’den değişik şekillerde benzeri biçimde rivâyet edilmiştir. Bazı ilim adamlarının uygulaması böylecedir. Saîd b. Müseyyeb’te aynı görüştedir. Ahmed ve İshâk’ta bu görüştedirler. Bazı ilim adamları tıraş olmak ve tırnak kesmeye izin vermişlerdir. Şâfii bunlardan olup Âişe’nin şu hadisini delil getirmektedir. Şöyle ki: “Rasûlullah (s.a.v.), Medîne’den kurbanlık gönderdi de ihramlının sakındığı şeylerden sakınmazdı.”



Paylaşın:


Paylaşım tarihi:





ANA SAYFA İSLAM Hadis-i Şerifler