Enes (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) büyük günahlardan bir kaçını
sayarak şöyle buyurdu: “Allah’a ortak tanımak, anne babaya asi olmak, adam öldürmek ve yalan
söyleyip yalan şâhidliği yapmak.” (Buhârî, Şehâdât: 4; Müslim, İman: 38)
Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Gece ve gündüz boyunca kulun işlediği amelleri muhafaza eden ve Allah’a sunan meleklerin yazdıkları
sahifenin başında ve sonunda bir hayır varsa Allah şöyle buyurur: Ben bu kulumun bu sahifenin
her tarafındaki günahlarını bağışladım.” (Tirmîzî rivâyet etmiştir.)
Abdurrahman b. ebî Bekre (r.a.)’den ve babasından rivâyete göre, şöyle demiştir:
“Rasûlullah (s.a.v.), büyük günahların en büyüklerinden size haber vereyim mi? buyurdular.
Sahabe evet Ey Allah’ın Rasûlü! Dediler. Buyurdu ki: Allah’a ortak koşmak, Ana babaya karşı
gelmek. Yaslanmış olduğu halde iken doğrulup oturumuna gelerek şöyle devam etti: “Yalancı şâhidlik
ve yalan söylemek” bu son sözü o kadar tekrarladı ki; biz keşke sussaydı dedik. (Müslim, Birr ve Sıla: 1;
Ebû Dâvûd, Edeb: 119)
Tirmizî: Bu konuda Ebû Saîd’den de hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir.
Not: 'Keşke sussaydı sözünü, Resulullah'ın o haline üzüldüklerinden, Resulullah'ın da üzülmemesini dilediklerinden söylemişlerdir.'
Abdurrahman b. Amr (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle
buyurmuştur: “Kişinin kendi anne ve babasına sövmesi büyük günahlardandır.” Sahabe: ey Allah’ın
Rasûlü dediler insan kendi anne ve babasına hiç söver mi? “Evet” buyurdular. “Kişi bir adamın babasına söver de oda bunun babasına söver yine aynı kişi birinin annesine söver de o da onun
annesine söver.” (Ebû Dâvûd, Edeb: 119; Müslim, Birr ve Sıla: 1)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Gıybet nedir? Ey Allah’ın Rasûlü!
Denildi de, şöyle buyurdular: “Kardeşini hoşlanmadığı bir şeyi ile hatırlayıp konuşmandır.” Ya
söylediğim durum onda mevcud ise dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.): “Söylediğin şey onda var
ise gıybet etmiş sayılırsın, yoksa iftira etmiş sayılırsın.” (Müslim, Birr ve Sıla: 20; Buhârî, Edeb: 46)
Tirmizî: Bu konuda Ebû Berze, İbn Ömer ve Abdullah b. Amr’dan da hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir.
Semure b. Cündüp (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Birbirinizi Allah’ın laneti ile lanetlemeyiniz yine Allah’ın gazabı ve hışmı ile de birbirinize
beddua etmeyin. Allah’ın ateşi olan Cehennem ateşiyle de birbirinizi lanetlemeyin.” (Ebû Dâvûd,
Edeb: 45)
Tirmizî: Bu konuda İbn Abbâs, Ebû Hüreyre, İbn Ömer, Imrân b. Husayn’dan da hadis rivâyet
edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir.
Abdullah (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Mümin kişi
onu bunu çekiştirip kötüleyen, ona buna lanet eden, sözü ve davranışı bozuk ve ağzı bozuk kimse
değildir. (Buhârî, Edeb: 38)
Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Yine Abdullah’tan bunun dışında da hadis rivâyet edilmiştir.
İbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, bir adam Rasûlullah (s.a.v.)’in huzurunda rüzgarı
lanetledi bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Rüzgarı lanetleme çünkü o vazifelidir. Her
kim lanete hak kazanmayan birine lanet okursa o lanet kendisine döner.” (Buhârî, Edeb: 38)
Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Bişr b. Ömer’den başka bu hadisi müsned olarak rivâyet eden bir
kimse bilmiyoruz.
Abdullah b. Amr (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Hiçbir
dua; iki kişinin birbirine arkalarından haberleri olmaksızın yaptıkları dua kadar kabul yönünden
hızlı değildir.” (Ebû Dâvûd, Salat: 12)
Tirmizî: Bu hadis garibtir. Bu hadisi sadece bu şekliyle bilmekteyiz. El İfrikî’nin hadis konusunda
zayıf olduğu söylenmiş olup ismi Abdullah b. Ziyâd b. Enam’dır.
Zeyd b. İlâka (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Muğîre b. Şu’be’den işittim şöyle
diyordu: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Ölüp giden kimselere sövmeyiniz onların hayatta
olan yakınlarını incitirsiniz.” (Müsned: 17498)
Tirmizî: Sûfyân’ın arkadaşları bu hadisin senedinde ihtilaf ettiler. Kimileri Huferî’nin rivâyeti gibi
rivâyet ederken kimileri de Sûfyân’dan, Ziyâd b. İlâka’dan rivâyet ederek; Muğîre b. Şu’be’nin yanındaki bir
kişiden işittim diyerek rivâyet etmişlerdir.
Abdullah b. Mes’ûd (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle
buyurdu: “Müslümana sövmek Allah’ın dosdoğru yolundan dışarı çıkmaktır. Müslümanın;
müslümana silah çekip onu öldürmesi ise küfürdür.” (Ebû Dâvûd, Edeb: 39)
Zübeyd diyorki: Ebû Vâil’e; “Bu hadisi Abdullah’tan sen mi işittin? Dedim. O da “Evet” Dedi.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Zan ve kötü
tahminden daima uzak durunuz çünkü sözlerin en yalanı kötü zan ve tahminlerdir.” (Ebû Dâvûd,
Edeb: 37)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Abd b. Humeyd’in, Sûfyân’nın arkadaşlarından bazı kimselerden şöyle aktardığını işittim:
Sûfyân dedi ki: “Zan iki çeşittir; günah olan zan, günah olmayan zan. Günah olan zan şudur: Bir kimse
bir kimse hakkında bir zanda bulunur ve onu söyler. Günah olmayan zan ise şudur: Bir kimse bir
kimse hakkında bir zanda bulunur fakat o zan kalbinde kalır onu kimseye söylemez.”
İbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kardeşinle
tartışmaya girme, onunla kırıcı şekilde şakalaşma ve yerine getiremeyeceğin sözü ona
verme.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
Tirmizî: Bu hadis hasen garibtir. Ancak bu şekliyle biliniyor.
İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Mümin lanet eden
bir kişi olamaz.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
Tirmizî: Bu konuda Abdullah b. Mes’ûd’tan da hadis rivâyet edilmiştir.
Bu hadis hasen garibtir. Bazıları bu hadisi şu şekilde rivâyet etmişlerdir: “Mümin kişinin lanet
okuyucu olması düşünülemez.” Bu hadis öncekini açıklar durumdadır.
Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Bir kimse Rasûlullah (s.a.v.)’e gelerek: Bana
kısa ve özlü bir şey söyle ki hatırımda tutabileyim dedi. Rasûlullah (s.a.v.) kızma buyurdu: O kimse bu
sorusunu birkaç kez tekrarladı. Rasûlullah (s.a.v.)’de her seferinde “Kızma” buyurdular. (Buhârî, Edeb: 51)
Tirmizî: Bu konuda Ebû Saîd ve Süleyman b. Surad’tan da hadis rivâyet edilmiştir. Bu hadis bu
şekliyle hasen sahih garibtir.
Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kıyamet
günü en kötü konumda olacak kişi iki yüzlü olup insanlara çifte standart uygulayan
kimsedir.” (Buhârî, Edeb: 34; Müslim, Fezail-üs Sahabe: 77)
Tirmizî: Bu konuda Enes ve Ammâr’dan da hadis rivâyet edilmiştir.Bu hadis hasen sahihtir.
Hemmâm b. Harîs (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Bir adam Huzeyfe b.
Yemân’ın yanından geçti. Huzeyfe’ye bu adam devlet adamlarına insanlardan söz iletiyor denildi. Bunun
üzerine Huzeyfe dedi ki: Rasûlullah (s.a.v.)’den işittim, kattat Cennete girmeyecektir buyurdu. Sûfyân
diyor ki: Kattat koğucu ve arabozucu kimsedir. (Ebû Dâvûd, Edeb: 33)
Bu hadis hasen sahihtir.
İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Zulüm,
haksızlık yatratılış gayesi dışında yaşamak kıyamet gününde karanlıklar içersinde kalmak
demektir.” (Müslim, Birr ve Sıla: 10)
Tirmizî: Bu konuda Abdullah b. Amr, Âişe, Ebû Musa, Ebû Hüreyre ve Câbir’den de hadis rivâyet
edilmiştir. Bu hadis İbn Ömer hadisi olarak hasen sahih garibtir.