Geçmişteki Uygulamalarla İlgili Hükümler

Alışveriş ile İlgili Bazı Hadis-i Şerifler

Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.), muhakale ve müzabene şeklindeki alışverişi yasaklamıştır.”
(Müslim, Büyü: 16; Buhârî, Büyü’: 82)
Muhakale: Başağındaki ekini buğday karşılığı satmaktır.
Müzabene: Hurma ağacındaki meyveyi kuru hurma karşılığında satmaktır.

Zeyd b. Sabit (r.a.)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.), Muhâkale ve Müzâbene modeli satışları yasakladı fakat Ârıyye modeli satışa izin vermiştir. (Ebû davud, Büyü’: 33; İbn Mâce: Ticarat: 55) Âriyye: Bir kimsenin çoluk çocuğuna taze hurma yedirebilmek için birkaç hurma ağacının meyvesini, tahminî olarak, kuru hurma vererek takas etmesidir.

Sâlim (r.a.)’in babasından rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’den işittim şöyle buyurmuştu:
“Yeni aşı yapılmış bir hurmalığı kim satın alırsa o yılın meyvesi satıcıya aittir. Müşteri alırken şart koşmuşsa meyveler alıcınındır.” Her kim de malı olan bir köle satın alırsa kölenin malı satana aittir. Müşteri alırken şart koşmuşsa kölenin malı da müşterinin olur.”
(Buhârî, Büyü’: 84; Müslim, Büyü: 15)

Ubâde b. Sâmit (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Altın, altın karşılığında misli misline, gümüş, gümüş karşılığında yine misli misline, buğday, buğday karşılığında misli misline, hurma, hurma karşılığında yine misli misline, tuz, tuz karşılında misli misline, arpa, arpa karşılığında misli misline yani ölçek ve tartı birimi olarak denk olmak şartıyla değiştirilir. Kim fazla verir ve fazla alırsa faizcilik yapmış olur. Altını gümüş karşılığında peşin olarak istediğiniz gibi satın yine buğdayı hurma karşılığında peşin olarak dilediğiniz gibi satın yine arpayı hurma karşılığında peşin olarak dilediğiniz gibi (Yani karşılıklı ölçü ve fiyat anlaşmasıyla) alıp satabilirsiniz.”
(Müslim, Müsakat: 15; İbn Mâce, Ticarat: 50)

Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.) bir satışta iki satış muamelesini yasaklamıştır.”
(Nesâî, Büyü: 73)
Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. İlim adamlarının uygulaması bu hadise göredir. Bazı ilim adamları: “Bir satışta iki satış muamelesi” konusunu şöyle açıklıyorlar. Satıcı alıcıya bu elbiseyi sana peşin on, vadeli yirmi liraya satarım der ve bu iki tekliften biri üzerinde anlaşmaya varmaksızın alıcı ve satıcının birbirinden ayrılmasıyla gerçekleşen alışveriş şeklidir.
Eğer iki satıştan biri üzerinde anlaşmaya varırlarsa bu alışverişte bir sakınca yoktur.

Kölelik ile İlgili Bazı Hadis-i Şerifler

İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v.), Vela hakkını satmak ve hibe etmeyi yasakladı.” (Buhârî, Feraiz: 18; Müslim, Itk: 2)
Vela hakkı:Hürriyetine kavuşturulan kölenin efendisiyle olan münasebeti ve aralarındaki haklardır. Bu haklar devredilemez satılamaz.

Câbir (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir:
“Bir köle hicret konusunda Rasûlullah (s.a.v.)’e biat etti yani otoritesini kabul etti. Rasûlullah (s.a.v.), onun köle olduğunu bilmiyordu. Derken o kölenin efendisi gelerek onu geri almak istedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) onu bana sat dedi ve iki siyah köle karşılığında onu satın aldı. Bu olaydan sonra Rasûlullah (s.a.v.) köle olup olmadığını sormadan kimseden biat almadı.”
(Müslim, Müsakat: 23; Nesâî, Büyü: 66)

İbn Ömer (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Her kim bir köledeki hissesini, nasibini veya payını azat ederse ve bu kimsenin kölenin diğer yarı bedelini karşılayacak kadar malı bulunursa o yarısını da normal bir bedelle diğer ortağının hissesini öder ve o köle tamamen azat olmuş olur ve hürriyetine kavuşur, köle tamamen azat eden ortağın diğer yarı bedelini ödeyecek kadar parası yoksa azat edilen kadarı yani yarısı azat edilmiş olur.”
Eyyûb diyor ki: Nafi’ bu hadiste “Azat ettiği kadarı azat edilmiş olur” demiş olabilir.
(Buhârî, Itk: 4)

Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Her kim bir kölede bulunan hissesini ve payını azat ederse o kimsenin, o kölenin diğer hissesini karşılayacak malı varsa o kölenin kurtuluşu o kimsenin malındandır. Şayet malı yoksa köleye adilce bir kıymet biçilir ve diğer hissedarın payını ödeyecek kadar para kazanması için güç olmayan bir işte o köle çalıştırılır.”
(Buhârî, Itk: 5; Müslim, Itk: 2)

Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, bizzat kendisi Berire isimli köleyi satın alıp hürriyetine kavuşturmak istedi onu satanlar vela hakkının kendilerine ait olmasını şart koştular bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Sen onu satın al onların şart koştukları şeye bakma çünkü vela hakkı köleyi hürriyetine kavuşturan kimseye aittir.”
(Buhârî, Feraiz: 18; Müslim, Itk: 2)
Vela: Kişinin sahibi bulunduğu bir köleyi hürriyetine kavuşturması sebebiyle azat eden kimse ile o köle arasındaki hükmî yakınlıktır bu sebeple hürriyetine kavuşturan kimse, kölenin miras ve diğer haklarına da sahip olmuş olurdu.

İbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Mûkatep köleye had uygulanması gerekirse veya miras düşerse kendisini hürriyetine kavuşturabildiği miktara göre mirastan pay alır. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle devam etti; Mükateb köleye ödenecek diyetin miktarı ödemiş olduğu kadar hissesi hür diyeti olarak geri kalan kısmı ise efendisine köle diyeti alarak ödenir.”
(Ebû Dâvûd, Diyat: 20)
Mûkateb köle: Belli bir ücreti ödemeyi tamamladığında hürriyetine kavuşması şarta bağlanan köle demektir. Miras ve diğer konularda bedelinden ödediği kadar kısmı hür nisbeti geri kalan kısmı ise efendisine kölelik bedeli olarak ödenir.

Âişe (r.anha)’dan rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir:
“Berire’nin kocası köle idi. Berire azâd edilip hürriyetine kavuşturulunca Rasûlullah (s.a.v.) onu serbest bıraktı o da kocasından ayrılmayı seçti. Kocası hür olsaydı Rasûlullah (s.a.v.) onu serbest bırakmazdı.”
(Müslim, Itk: 2; Ebû Dâvûd, Talak: 18)
Âişe (r.anha)’dan rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir:
“Berire’nin kocası köle idi. Berire azâd edilip hürriyetine kavuşturulunca Rasûlullah (s.a.v.) onu serbest bıraktı o da kocasından ayrılmayı seçti. Kocası hür olsaydı Rasûlullah (s.a.v.) onu serbest bırakmazdı.”
(Müslim, Itk: 2; Ebû Dâvûd, Talak: 18)



Paylaşın:


Paylaşım tarihi:





ANA SAYFA İSLAM Hadis-i Şerifler