Katâde (r.a.)’den rivâyete göre, Enes onlara şöyle anlatmıştır: Peygamber (s.a.v),
beraberinde Ebû Bekir, Ömer ve Osman olduğu halde Uhud dağına çıkmışlardı. Dağ onları salladı.
Rasûlullah (s.a.v.): “Ey Uhud! Sakin ol, zira senin üzerinde bir Peygamber, bir sıddîk ve iki şehîd
vardır” buyurdular. (Buhârî, Menakîb: 27; Ebû Dâvûd, Süne: 17)
Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) Hirâ dağı üzerinde Ebû Bekir,
Ömer, Osman, Ali, Talha ve Zübeyr (r.anhüm) ile birlikteydiler. Derken dağ sallandı Peygamber (s.a.v):
“Sakin ol! Senin üzerinde peygamber, sıddîk veya bir şehîd vardır” buyurdu. (Müslim, Fedail-üs
Sahabe: 27)
Tirmizî: Bu konuda Osman, Saîd b. Zeyd, İbn Abbâs, Sehl b. Sa’d, Enes b. Mâlik, Büreyde’den de
hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmizî: Bu hadis sahihtir.
Ebû Abdurrahman es Sülemî (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Osman (r.a.)
öldürülmek için evi kuşatıldığında evinin üstünden o kuşatanlara baktı ve şöyle dedi: Size Allah’ı
hatırlatırım. Allah için konuşunuz, Hirâ dağı sarsıldığı zaman, Peygamber (s.a.v)’in: “Ey Hirâ! Sakin
ol, senin üzerinde bir peygamber, bir sıddîk ve bir şehîd var.” Dediğini bilir misiniz? Onlar da:
“Evet” dediler. Osman dedi ki: Allah adına doğru söyleyin: “Peygamber (s.a.v)’in Tebük ordusu
hakkında insanların çoğu darlık ve sıkıntı içerisindeler iken, Allah tarafından kabul edilecek bir
harcamayı kim yapar dediğini ve benim de o orduyu donattığımı bilir misiniz?” “Evet” dediler.
Sonra Osman şöyle dedi: “Allah aşkına doğru söyleyin! Rûme kuyusundan herkes para karşılığı
su içerdi, ben onu satın alarak zengin fakir yolcu herkes için vakfettiğimi bilir misiniz?” Hepsi
birden dediler ki: “Allah için doğrudur.” Osman buna benzer bazı şeyleri daha saydı. (Nesâî, Ahbas: 27)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahih garibtir.
Semure (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Osman, Peygamber (s.a.v)’e geldi
ve Tebük ordusuna yardım için bin dinar getirdi. (Hasan b. Vakî, kitabın bir başka yerinde
elbisesinin kolu içinde diyor) Rasûlullah (s.a.v.)’in kucağına yaydı. Abdurrahman şöyle diyor:Rasûlullah (s.a.v.)’in dinarları alt üst edip iki defa şöyle dediğine şâhid oldum: “Osman
bundan sonra ne yapsa ona zarar vermez.” (Müsned: 19713)
Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir.
Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), Rıdvan
biatını emrettiği zaman Osman b. Affân, Mekke halkına gönderilmişti. Müslümanlar biat ettiler.
Sonra Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Osman b. Affân; Allah ve Peygamberinin uğrunda dîni
bir iş için bulunuyor” dedi ve: “O’nun yerine de biat etmek için iki elinden birini Osman’ın eli
yerine diğerini de kendi eli olarak vurarak biatte bulundu. Rasûlullah (s.a.v.)’in elinin Osman
için olması sahabenin kendi ellerinin kendiler için biat etmesinden daha hayırlıdır.” (Tirmizî
rivâyet etmiştir.)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahih garibtir.
Sümâme b. Hazn el Kuşeyrî (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Osman evinin
çevresini muhasara eden kendisini öldüreceklere yukarıdan baktığında ben de O’nun evinin yanında
idim. Osman şöyle demişti: “Sizi üzerime düşüren iki adamınızı getiriniz.” İki adam getirildi sanki
iki deve veya iki merkeb gibidirler. Osman yukarıdan onlara baktı ve şöyle dedi: “Allah ve İslam
adına sizden istiyorum. Rasûlullah (s.a.v.)’in, Medîne’ye gelişinde Medîne’de Rûme kuyusundan
başka tatlı içme suyu bulunmadığını, “Kim Rûme kuyusunu Cennet’te ondan daha hayırlısını
elde etmek isterse Müslümanlara vakfetmek ister?” buyurduğunu, benim de o kuyuyu öz
malımla satın aldığımı bilir misiniz? Bugün siz o sudan beni içmekten men ediyorsunuz, tuzlu
deniz suyu içmeye zorluyorsunuz.” Dediler ki: “Evet doğrudur.” Osman: “Allah ve İslam adına
size soruyorum! Medîne mescidinin cemaate dar geldiğini, Peygamber (s.a.v)’in falanların
arsasını kim satın alıp mescide ilave etmek ve Cennet’te ondan daha hayırlısına sahip olmak ister
dediğini, Benim de o arsayı öz malımdan satın alıp mescidi genişlettiğimi bilir misiniz? Bu gün
beni sizler orada iki rekat namaz kılmaktan men ediyorsunuz” dedi. Onlar da: “Allah’ım evet”
dediler. Osman: “Allah ve İslam adına size soruyorum! Tebûk ordusunu kendi öz malımdan
techiz ettiğimi biliyor musunuz?” dedi. Onlar da: “Evet Allah’ım” dediler. Sonra Osman dedi ki:
“Allah ve İslam adına size soruyorum! Rasûlullah (s.a.v.) ile birlikte Mekke dağı üzerinde Ebû
Bekir ve Ömer ile birlikte olduğumuz anda dağın harekete geçtiğini ve taşların yuvarlanıp aşağı
doğru düştüğünü Rasûlullah (s.a.v.)’in dağa tekme atarak: Dağ sakin ol çünkü senin üzerinde bir
peygamber, bir sıddîk ve iki şehîd vardır dediğini...” Onlar da: “Allah’ım evet” dediler. Osman:
“Üç kere Allahuekber diyerek Ka’be’nin Rabbine andolsun ki benim şehid olacağıma şâhidlik
ettiler” dedi. (Nesâî, Ahbas: 17)
Tirmizî: Bu hadis hasendir. Osman’dan değişik şekillerde de rivâyet edilmiştir.
Ebû’l Eş’as es Sananî (r.a.)’den rivâyete göre, Şam’daki bazı hatipler, Osman’ın
öldürülmesi olayı üzerinde birer konuşma yaptılar aralarında Peygamberlerin ashabından bazı kimseler
de vardı. Bu hatiplerin sonuncusu Murre b. Ka’b denilen bir sahabi idi o da kalkıp şöyle konuştu:
“Rasûlullah (s.a.v.)’den işittiğim bir hadis olmasaydı kalkıp konuşmazdım.” Rasûlullah (s.a.v.), bir
gün kargaşalıklardan bahsetti ve onların yakın olduğunu söyledi. Bu esnada elbisesine bürünerek bir
kimse oradan geçti. Rasûlullah (s.a.v.): “O kimse için işte bu kimse o gün hidayet üzeredir” buyurdu.
Kalkıp baktım ki bu kimse Osman b. Affân imiş. Onun yüzünü Rasûlullah (s.a.v.)’e çevirdim ve bu mu?
dedim. Rasûlullah (s.a.v.) de: “Evet” buyurdu. (Nesâî, Mukaddime: 27)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Bu konuda İbn Ömer, Abdullah b. Havale ve Ka’b b. Ucre’den de hadis rivâyet edilmiştir.
Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Ey Osman! Belki
Allah sana bir gömlek giydirecektir. Senden o gömleği çıkarmanı isterlerse onlar için o gömleği
çıkarma.” (İbn Mâce, Mukaddime: 27)
Tirmizî: Bu hadis biraz uzuncadır. Bu hadis hasen garibtir.
Osman b. Abdullah b. Mevheb (r.a.)’den rivâyete göre, mısır halkından bir adam Ka’be’yi
haccetti ve orada oturmakta olan bir cemaat gördü bunlar kimlerdir diye sordu Kureyş’tir, dediler. Şu
ihtiyar kimdir? diye sordu. İbn Ömer’dir, dediler. Yanına geldi ve: “Sana bir şeyler soracağım;
Ka’be’nin hakkı için bana doğruyu söylemeni isterim! Uhud savaşında Osman’ın kaçtığını bilir
misin?” İhtiyar: “Evet” diye cevap verdi. Adam: “Rıdvan biatına katılmayıp geri kaldığını biliyor
musun?” dedi. İhtiyar kimse: “Evet” dedi. Adam: “Bedir savaşından geri kalıp savaşa katılmadığınıbiliyor musun?” İhtiyar: “Evet” diye cevap verdi. Bunun üzerine Adam, hayret etmiş olacak ki:
“Allahuekber” dedi. İbn Ömer de ona dedi ki: “Gel sorduğun soruları sana açıklayayım; Uhud günü
Osman’ın kaçması Allah tarafından bağışlanmış suçlardandır. (Âl-i Imrân: 155) Bedir savaşından
geri kalmasına gelince; Peygamber (s.a.v)’in kızı O’nun nikahı altında ve hasta durumdaydı.
O’nun yanında kalması ve savaşa katılmamasını bizzat Peygamber (s.a.v), emir buyurmuştu ve
savaşa katılan kimsenin sevâbına ve ganimet payına da sahib olacağını söylemişti. Rıdvan
biatından geri kalmasına gelince; Mekkeliler yanında Osman’dan daha değerli ve saygıdeğer biri
olsaydı o zaman onu elçi olarak göndermezdi de Osman’nın yerine onu gönderirdi. Rıdvan biatı
Osman Mekkeye elçi olarak gönderildikten sonra gerçekleşmişti. O zaman Rasûlullah (s.a.v.) sağ
eli için bu Osman’ın elidir, buyurarak sağ elini sol elinin üzerine koyarak abu biat Osman içindir,
buyurdu.” İbn Ömer: “Bu bilgileri al ve git” dedi. (Buhârî Menakîb: 27)
İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.), hayatta iken biz
Ebû Bekir, Ömer ve Osman diyerek, sahabe arasındaki sıralamayı ve tercihimizi ortaya
koyardık.” (Buhârî, Menakîb: 27; Ebû Dâvûd, Sünnet: 17)
Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle hasen sahih garibtir. Ubeydullah b. Ömer rivâyeti olarak garib kabul
ediliyor. Bu hadis yine değişik bir şekilde İbn Ömer’den rivâyet edilmektedir.
İbn Ömer (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), bir fitneden bahsetti
ve şöyle buyurdu: “Osman b. Afvân, o fitnede mazlum olarak öldürülecektir.” (Müsned: 5682)
Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle İbn Ömer rivâyeti olarak hasen garibtir.
Câbir (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (s.a.v)’e cenaze namazını kılması
için bir adam getirildi. Fakat Rasûlullah (s.a.v.), onun cenaze namazını kılmadı. Bunun üzerine: “Ey
Allah’ın Rasûlü! Bundan önce hiçbir kimseye cenaze namazını kılmadığını görmedik.” Rasûlullah
(s.a.v.) şöyle buyurdu: “Bu kimse Osman’a buğzederdi. Allah’ta ona buğzetti.” (Tirmizî rivâyet
etmiştir.)
Tirmizî: Bu hadis garibtir. Bu hadisi sadece bu şekliyle bilmekteyiz. Muhammed b. Ziyâd, Meymûn
b. Mihran’ın adamıdır, hadis konusunda zayıf sayılır. Muhammed b. Ziyâd ise Ebû Hüreyre’nin yakını olup
Basralıdır, güvenilir biridir. Ebû’l Hâris diye künyelenir. Bir de Muhammed b. Ziyâd el Hânî vardır ki Ebû
Umâme’nin yakını olup Ebû Sûfyân diye künyelenir, Şamlıdır.
Ebû Sehle (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Osman evinin muhasara edildiği gün
bana şöyle demişti: Rasûlullah (s.a.v.) bana bir tavsiyede bulunmuştur ve ben buna dirençli davranıp
katlanacağım. (İbn Mâce, Mukaddime: 17)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahih garibtir. Bu hadisi sadece İsmail b. ebî Hâlid’in rivâyetiyle
bilmekteyiz.