1. [68:18] | velâ yesteŝnûn. | ولا يستثنون وَلَا يَسْتَثْنُونَ |
---|
Elmalılı | İstisna da etmiyorlardı ("inşaallah" demiyorlardı). |
Y. Ali | But made no reservation, ("If it be Allah's Will").
|
Words | | ولا - And not| يستثنون - making exception.| |
Pickthal | And made no exception (for the Will of Allah); |
Arberry | and they added not the saving words. |
Shakir | And were not willing to set aside a portion (for the poor). |
Free Minds | They were without doubt. |
Qaribullah | without adding to their swearing, (Allah willing, InshaAllah). |
Asad | and made no allowance [for the will of God]: |
Diyanet Vakfı | Onlar istisna da etmiyorlardı. |
Diyanet | Biz bunları, vaktiyle bahçe sahiplerini denediğimiz gibi denedik. Sahipleri daha sabah olmadan, bahçeyi devşireceklerine bir istisna payı bırakmaksızın yemin etmişlerdi. |
Edip Yüksel | Bundan hiç bir kuşkuları yoktu. |
Suat Yıldırım | Biz tıpkı o bahçe sahiplerini sınadığımız gibi, bunları da sınadık.Onlar sabah erken mahsulü devşireceklerini yeminle pekiştirip kesin söylemiş, (inşaallah dememiş), Allah'ın iznine bağlamamışlardı. Ayrıca fakirlerin payını düşünmemişlerdi. |
Yaşar Nuri Öztürk | Hiçbir istisna tanımıyorlardı. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Ve Tanrı dilerse de dememişlerdi. |
Ali Bulaç | (Bu konuda) Hiçbir istisna yapmıyorlardı. |
Süleyman Ateş | İstisna da etmiyorlar(Allah dilerse biçeriz demiyorlar)dı. |
Önceki [68:17]< >[68:19] Sonraki |