1. [6:112] | vekeẕâlike ce`alnâ likülli nebiyyin `adüvven şeyâṭîne-l'insi velcinni yûḥî ba`ḍuhüm ilâ ba`ḍin zuḫrufe-lḳavli gurûrâ. velev şâe rabbüke mâ fe`alûhü feẕerhüm vemâ yefterûn. | وكذلك جعلنا لكل نبي عدوا شياطين الإنس والجن يوحي بعضهم إلى بعض زخرف القول غرورا ولو شاء ربك ما فعلوه فذرهم وما يفترون وَكَذَلِكَ جَعَلْنَا لِكُلِّ نَبِيٍّ عَدُوًّا شَيَاطِينَ الْإِنسِ وَالْجِنِّ يُوحِي بَعْضُهُمْ إِلَى بَعْضٍ زُخْرُفَ الْقَوْلِ غُرُورًا وَلَوْ شَاءَ رَبُّكَ مَا فَعَلُوهُ فَذَرْهُمْ وَمَا يَفْتَرُونَ |
---|
Elmalılı | Biz böylece, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık. Bunlar birbirini aldatmak için süslü sözlerle vesvese verirler. Rabbin dileseydi onu yapamazlardı. Artık onları iftiraları ile başbaşa bırak. |
Y. Ali | Likewise did We make for every Messenger an enemy,- evil ones among men and jinns, inspiring each other with flowery discourses by way of deception. If thy Lord had so planned, they would not have done it: so leave them and their inventions alone.
|
Words | | وكذلك - And thus| جعلنا - We made| لكل - for every| نبي - Prophet| عدوا - an enemy -| شياطين - devils| الإنس - (from) the mankind| والجن - and the jinn,| يوحي - inspiring| بعضهم - some of them| إلى - to| بعض - others| زخرف - (with) decorative| القول - [the] speech| غرورا - (in) deception.| ولو - But if| شاء - (had) willed| ربك - your Lord| ما - not| فعلوه - they (would) have done it,| فذرهم - so leave them| وما - and what| يفترون - they invent.| |
Pickthal | Thus have We appointed unto every prophet an adversary - devils of humankind and jinn who inspire in one another plausible discourse through guile. If thy Lord willed, they would not do so; so leave them alone with their devising; |
Arberry | So We have appointed to every Prophet an enemy -- Satans of men and jinn, revealing tawdry speech to each other, all as a delusion; yet, had thy Lord willed, they would never have done it. So leave them to their forging, |
Shakir | And thus did We make for every prophet an enemy, the Shaitans from among men and jinn, some of them suggesting to others varnished falsehood to deceive (them), and had your Lord pleased they would not have done it, therefore leave them and that which they forge. |
Free Minds | We have permitted the enemies of every prophet, human and Jinn devils, to inspire in each other with fancy words in order to deceive. Had your Lord willed, they would not have done it. You shall disregard them and their fabrications. |
Qaribullah | As such We have assigned for every Prophet an enemy; the satans of humans and jinn, revealing varnished speech to each other, all as a delusion. But had your Lord willed, they would not have done so. Therefore leave them and what they invent, |
Asad | AND THUS it is that against every prophet We have set up as enemies the evil forces from among humans as well as from among invisible beings that whisper unto one another glittering half-truths meant to delude the mind 96 But they could not do this unless thy Sustainer had so willed: stand, therefore, aloof from them and from all their false imagery! |
Diyanet Vakfı | Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. (Bunlar), aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi onu da yapamazlardı. Artık onları uydurdukları şeylerle başbaşa bırak. |
Diyanet | Aldatmak için birbirlerine cazip sözler fısıldayan cin ve insan şeytanlarını her peygambere düşman yaptık. Bu şeytanlar ahirete inanmayanların kalblerinin o sözlere yönelmesi, ondan hoşnut olması ve kendilerinin işledikleri suçları işlemeleri için böyle yaparlar. Rabbin dileseydi bunu yapamazlardı, sen onları iftiraları ile başbaşa bırak; |
Edip Yüksel | Böylece, her peygambere insanlardan ve cinlerden olan şeytanları düşman kıldık. Aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözleri vahyederler. Rabbin dileseydi bunu yapamazlardı. Onlara ve ettikleri iftiralara aldırma. |
Suat Yıldırım | Böylece biz her peygambere, insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık.Onlardan kimi kimine, aldatmak için birtakım yaldızlı sözler fısıldayıp telkin ederler.Eğer Rabbin dileseydi, bunu yapamazlardı.O halde onları, düzmekte oldukları yalanlarıyla baş başa bırak! [3,184; 6,34; 41,43; 25,31] |
Yaşar Nuri Öztürk | İşte böyle, biz peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık. Bunlar aldatmak için birbirlerine lafın yaldızlısını fısıldarlar. Rabbin dileseydi onu yapamazlardı. Bırak onları, düzdükleri iftiralarla başbaşa kalsınlar; |
Abdulbaki Gölpınarlı | İşte biz, böylece her peygambere insan ve cin Şeytanlarını düşman ettik; bazısı, bazısına yaldızlı sözler söyleyerek aldatır. Rabbin dileseydi yapamazlardı bunu, onları da bırak, iftiralarını da. |
Ali Bulaç | Böylece her peygambere, insan ve cin şeytanlarından bir düşman kıldık. Onlardan bazısı bazısını aldatmak için yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapmazlardı. Öyleyse onları yalan olarak düzmekte olduklarıyla baş başa bırak. |
Süleyman Ateş | Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık. (Bunlar), aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi onu yapamazlardı. Artık onları, uydurdukları şeylerle baş başa bırak. |
Önceki [6:111]< >[6:113] Sonraki |