1. [49:17] | yemünnûne `aleyke en eslemû. ḳul lâ temünnû `aleyye islâmeküm. beli-llâhü yemünnü `aleyküm en hedâküm lil'îmâni in küntüm ṣâdiḳîn. | يمنون عليك أن أسلموا قل لا تمنوا علي إسلامكم بل الله يمن عليكم أن هداكم للإيمان إن كنتم صادقين يَمُنُّونَ عَلَيْكَ أَنْ أَسْلَمُوا قُل لَّا تَمُنُّوا عَلَيَّ إِسْلَامَكُم بَلِ اللَّهُ يَمُنُّ عَلَيْكُمْ أَنْ هَدَاكُمْ لِلْإِيْمَانِ إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ |
---|
Elmalılı | Onlar İslâm'a girdikleri için sana minnet ediyorlar. De ki: Müslümanlığınızı benim başıma kakmayın. Bilakis sizi imana erdirdiği için Allah sizin başınıza kakar. Eğer doğrulardan iseniz (Allah'a minnettar olmanız gerekir.) |
Y. Ali | They impress on thee as a favour that they have embraced Islam. Say, "Count not your Islam as a favour upon me: Nay, Allah has conferred a favour upon you that He has guided you to the faith, if ye be true and sincere.
|
Words | | يمنون - They consider (it) a favor| عليك - to you| أن - that| أسلموا - they have accepted Islam.| قل - Say,| لا - "(Do) not| تمنوا - consider a favor| علي - on me -| إسلامكم - your Islam.| بل - Nay,| الله - Allah| يمن - has conferred a favor| عليكم - upon you| أن - that| هداكم - He has guided you| للإيمان - to the faith,| إن - if| كنتم - you are| صادقين - truthful.| |
Pickthal | They make it a favour unto thee (Muhammad) that they have surrendered (unto Him). Say: Deem not your Surrender a favour unto me; but Allah doth confer a favour on you, inasmuch as He hath led you to the Faith, if ye are earnest. |
Arberry | They count it as a favour to thee that they have surrendered! Say: 'Do not count your surrendering as a favour to me; nay, but rather God confers a favour upon you, in that He has guided you to belief, if it be that you are truthful. |
Shakir | They think that they lay you under an obligation by becoming Muslims. Say: Lay me not under obligation by your Islam: rather Allah lays you under an obligation by guiding you to the faith if you are truthful. |
Free Minds | They think they are doing you a favour by having surrendered! Say: "Do not think you are doing me any favours by your surrender. For it is God who is doing you a favour that He has guided you to the faith, if you are being true." |
Qaribullah | They regard it as a favor to you that they have submitted! Say: 'Do not regard your submission as a favor to me, rather, it is Allah who bestows upon you a favor by guiding you to belief, if you are truthful. ' |
Asad | Many people [Lit., "They" (see preceding note).] think that they have bestowed a favour upon thee [O Prophet] by having surrendered [to thee]. [I.e., "by professing to be thy followers".] Say thou: "Deem not your surrender a favour unto me: nay, but it is God who bestows a favour upon you by showing you the way to faith - if you are true to your word!" |
Diyanet Vakfı | Onlar İslam'a girdikleri için seni minnet altına sokuyorlar. De ki: Müslümanlığınızı benim başıma kakmayın. Eğer doğru kimselerseniz bilesiniz ki, sizi imana erdirdiği için asıl Allah size lütufta bulunmuştur. |
Diyanet | Müslüman oldular diye seni minnet altında bırakmak isterler; de ki: "Müslüman olmanızla beni minnet altında tutmayın, hayır; eğer doğru kimselerseniz, sizi imana eriştirmekle Allah sizi minnet altında bırakır." |
Edip Yüksel | Müslüman (teslim) oldular diye seni minnet altında bırakmak istiyorlar. De ki, "Müslümanlığınızı başıma kakmayın. Aslında, sizi inanca ulaştırdığı için ALLAH sizi kendisine borçlu görür, eğer doğru kimselerseniz." |
Suat Yıldırım | İslâm'a girmelerini sana minnet ediyorlar. Onlara de ki: “Müslümanlığınızı bana minnet etmeyin. Asıl size iman yolunu gösteren Allah size minnet eder, eğer iman iddianızda samimi iseniz!” |
Yaşar Nuri Öztürk | İslam'a girmelerini senin başına kakıyorlar. De ki: "İslamınızı benim başıma kakmayın! Aksine, eğer özü-sözü doğru insanlarsanız, sizi imana kılavuzladığı için Allah hepinizi minnet borcu altına sokar." |
Abdulbaki Gölpınarlı | Müslüman olduk diye seni minnet altında mı bırakırlar? De ki: Müslümanlığınızdan dolayı beni minnet altında bırakmaya kalkışmayın, hayır, Allah'a karşı siz minnet altındasınız, sizi doğru yola sevkedip imanda başarı verdiğinden, eğer doğru söylüyorsanız. |
Ali Bulaç | Müslüman oldular diye sana minnet etmektedirler. De ki: "Müslümanlığınızı bana karşı minnet (konusu) etmeyin. Tam tersine, sizi imana yönelttiği için Allah size minnet etmektedir. Eğer doğru sözlüler iseniz (bunu böyle kabullenmeniz gerekir.)" |
Süleyman Ateş | İslam olmalarını senin başına kakıyorlar. De ki: "Müslüman olmanızı benim başıma kakmayın. Tersine, eğer gerçekten inanmışsanız, sizi imana ilettiği için Allah, sizin başınıza kaksa yeridir." |
Önceki [49:16]< >[49:18] Sonraki |