Kelime

Kelime<not selected>
Kök<not selected>
Konum[:]

Lütfen mavi renkteki Arapça herhangi bir kelimeyi tıklayınız.

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
15 farklı meali görmek için lütfen [Sure:Ayet] numarasına tıklayınız
Ayet(ler): 1 Surah :  48 - FetihGörüntülenen ayet : 25 | 29 - Sure No: 48
Önceki [48:24]< >[48:26] Sonraki
1.
[48:25]
hümü-lleẕîne keferû veṣaddûküm `ani-lmescidi-lḥarâmi velhedye ma`kûfen ey yeblüga meḥilleh. velevlâ ricâlüm mü'minûne venisâüm mü'minâtül lem ta`lemûhüm en teṭaûhüm fetüṣîbeküm minhüm me`arratüm bigayri `ilmin. liyüdḫile-llâhü fî raḥmetihî mey yeşâ'. lev tezeyyelû le`aẕẕebne-lleẕîne keferû minhüm `aẕâben elîmâ.هم الذين كفروا وصدوكم عن المسجد الحرام والهدي معكوفا أن يبلغ محله ولولا رجال مؤمنون ونساء مؤمنات لم تعلموهم أن تطئوهم فتصيبكم منهم معرة بغير علم ليدخل الله في رحمته من يشاء لو تزيلوا لعذبنا الذين كفروا منهم عذابا أليما
هُمُ الَّذِينَ كَفَرُوا وَصَدُّوكُمْ عَنِ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ وَالْهَدْيَ مَعْكُوفًا أَن يَبْلُغَ مَحِلَّهُ وَلَوْلَا رِجَالٌ مُّؤْمِنُونَ وَنِسَاءٌ مُّؤْمِنَاتٌ لَّمْ تَعْلَمُوهُمْ أَن تَطَؤُوهُمْ فَتُصِيبَكُم مِّنْهُم مَّعَرَّةٌ بِغَيْرِ عِلْمٍ لِيُدْخِلَ اللَّهُ فِي رَحْمَتِهِ مَن يَشَاءُ لَوْ تَزَيَّلُوا لَعَذَّبْنَا الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا
Elmalılı Onlar inkâr eden ve sizin Mescidi Haram'ı ziyaretinizi ve bekletilen kurbanların yerlerine ulaşmasını men edenlerdir. Eğer kendilerini henüz tanımadığınız mümin erkeklerle, mümin kadınları bilmeyerek ezmek suretiyle bir vebalin altında kalmanız ihtimali olmasaydı, Allah savaşı önlemezdi. Dilediklerine rahmet etmek için Allah böyle yapmıştır. Eğer onlar birbirinden ayrılmış olsalardı elbette onlardan inkâr edenleri elemli bir azaba çarptırırdık.
Y. AliThey are the ones who denied Revelation and hindered you from the Sacred Mosque and the sacrificial animals, detained from reaching their place of sacrifice. Had there not been believing men and believing women whom ye did not know that ye were trampling down and on whose account a crime would have accrued to you without (your) knowledge, (Allah would have allowed you to force your way, but He held back your hands) that He may admit to His Mercy whom He will. If they had been apart, We should certainly have punished the Unbelievers among them with a grievous Punishment.
 Words| هم - They| الذين - (are) those who| كفروا - disbelieved| وصدوكم - and hindered you| عن - from| المسجد - Al-Masjid Al-Haraam| الحرام - Al-Masjid Al-Haraam| والهدي - while the offering| معكوفا - (was) prevented| أن - from| يبلغ - reaching| محله - its place (of sacrifice).| ولولا - And if not| رجال - (for) men| مؤمنون - believing| ونساء - and women| مؤمنات - believing| لم - not| تعلموهم - you knew them| أن - that| تطئوهم - you may trample them| فتصيبكم - and would befall you| منهم - from them| معرة - any harm| بغير - without| علم - knowledge.| ليدخل - That Allah may admit| الله - That Allah may admit| في - to| رحمته - His Mercy| من - whom| يشاء - He wills.| لو - If| تزيلوا - they had been apart| لعذبنا - surely, We would have punished| الذين - those who| كفروا - disbelieved| منهم - among them| عذابا - (with) a punishment| أليما - painful.|
PickthalThese it was who disbelieved and debarred you from the Inviolable Place of Worship, and debarred the offering from reaching its goal. And if it had not been for believing men and believing women, whom ye know not - lest ye should tread them under foot and thus incur guilt for them unknowingly; that Allah might bring into His mercy whom He will - If (the believers and the disbelievers) had been clearly separated We verily had punished those of them who disbelieved with painful punishment.
Arberry They are the ones who disbelieved, and barred you from the Holy Mosque and the offering, detained so as not to reach its place of sacrifice. If it had not been for certain men believers and certain women believers whom you knew not, lest you should trample them, and there befall you guilt unwittingly on their account (that God may admit into His mercy whom He will), had they been separated clearly, then We would have chastised the unbelievers among them with a painful chastisement.
ShakirIt is they who disbelieved and turned you away from the Sacred Mosque and (turned off) the offering withheld from arriving at its destined place; and were it not for the believing men and the believing women, whom, not having known, you might have trodden down, and thus something hateful might have afflicted you on their account without knowledge-- so that Allah may cause to enter into His mercy whomsoever He pleases; had they been widely separated one from another, We would surely have punished those who disbelieved from among them with a painful punishment.
Free MindsThey are the ones who rejected and barred you from the Restricted Temple, and barred your donations from reaching their destination. And there had been believing men and women whom you did not know, and you may have hurt them, and on whose account you would have committed a sin unknowingly. God will admit into His mercy whomever He wills. Had they become separated, We would then have punished those of them who rejected with a painful retribution.
Qaribullah They are those who disbelieved and barred you from the Holy Mosque and the offering detained so as not to reach its place of sacrifice if it had not been for certain believing men and certain believing women whom you did not know, you might have trampled upon them, and so sin reached you because of (killing) them while you did not know. In order that Allah admits into His Mercy whom He will, had they (the believers) been easy to distinguish, We would have punished the unbelievers among them with a painful punishment.
Asad[It was not for your enemies sake that He stayed your hands from them: for] [This interpolation is based on Razi's explanation of the connection between this and the preceding verse.] it was they who were bent on denying the truth, and who debarred you from the Inviolable House of Worship [I.e., the Kabah, which, until the year 7 H., the Muslims were not allowed to approach.] and prevented your offering from reaching its destination. [See the second note on 2:196.] And had it not been for the believing men and believing women [in Mecca], whom you might have unwittingly trampled underfoot, [I.e., killed. After the Prophet's and his followers' exodus to Medina, a number of Meccans - both men and women - had embraced Islam, but had been prevented by the pagan Quraysh from emigrating (Tabari, Zamakhshari). Their identities were not generally known to the Muslims of Medina. (If Muslims were allowed to fight in order to enter Kabah, they would have unwittingly killed some of these unknown Muslims.)] and on whose account you might have become guilty, without knowing it, of a grievous wrong-: [had it not been for this, you would have been allowed to fight your way into the city: but you were forbidden to fight] [Thus Zamakhshari, supported by Razi, lbn Kathir, and other commentators.] so that [in time] God might admit to His grace whomever He wills. [I.e., so that the believers might be spared, and that in time many a pagan Meccan might embrace Islam, as actually happened.] Had they [who deserve Our mercy and they whom We have condemned] been clearly discernible [to you], [Lit., "had they been separated from one another": i.e., the believers and the pagans among the Meccans. In its wider sense, the above implies that man never really knows whether another human being deserves God's grace or condemnation.] We would indeed have imposed grievous suffering [at your hands] on such of them as were bent on denying the truth.
Diyanet VakfıOnlar, inkar eden ve sizin Mescid-i Haram'ı ziyaretinizi ve bekletilen kurbanların yerlerine ulaşmasını menedenlerdir. Eğer (Mekke'de) kendilerini henüz tanımadığınız mümin erkeklerle mümin kadınları bilmeyerek çiğnemeniz sebebiyle üzüntüye kapılmanız ihtimali olmasaydı (Allah savaşı önlemezdi). Dilediklerine rahmet etmek için Allah böyle yapmıştır. Eğer onlar birbirinden ayrılmış olsalardı elbette onlardan inkar edenleri elemli bir azaba çarptırırdık.
DiyanetOnlar inkar edenlerdir, sizi Mescidi Haram'ı ziyaretten ve bağlı kurbanları yerlerine gitmekten alıkoyanlardır. Eğer, oradaki henüz tanımadığınız inanmış erkeklerle inanmış kadınları bilmeyerek ezmek suretiyle üzüntüye kapılmanız ihtimali olmasaydı Allah savaşı önlemezdi. Allah, dilediklerine rahmet etmek için böyle yapmıştır. Eğer inananlarla inkarcılar birbirinden ayrılmış olsalardı, inkar edenleri can yakıcı bir azaba uğratırdık.
Edip YükselOnlar inkar edenlerdir, sizi Kutsal Mescitten ve kurbanları yerine ulaşmaktan alıkoyanlardır. Kendilerini tanımadığınız için inciteceğiniz inanan erkekler ve inanan kadınlar bulunmasaydı ve böylece onlardan dolayı bilmeden kendinizi üzmeniz ihtimali olmasaydı... Böylece ALLAH dileyeni rahmetine sokar. Birbirleriyle karışmış halde olmasalardı onlardan inkar edenleri acı bir azapla cezalandırırdık.
Suat Yıldırımİnkârda ısrar edip sizi Mescid-i Haram'ı ziyaret etmekten ve bekletilmekte olan hediye kurbanlıkları yerine ulaştırmaktan geri çevirenler onlardır.Eğer orada kendilerini tanımadığınız için tepeleyeceğiniz ve bilmeyerek tepelemenizden ötürü zor durumda kalacağınız mümin erkekler ve mümin kadınlar olmasaydı, Allah ellerinizi birbirinizden çekmez, savaşmanıza engel olmazdı. Dilediği kimseleri rahmetine nail etmek için Allah böyle takdir buyurdu. Şayet onlar birbirlerinden seçilip ayrılmış olsalardı, elbette kâfirleri gayet acı bir cezaya çarptırırdık.
Yaşar Nuri ÖztürkOnlar o kişilerdir ki, küfre sapıp sizi Mescid-i Haram'dan geri çevirdiler, bekletilen kurbanlık hediyelerin, yerlerine ulaşmasına engel oldular. Eğer kendilerini tanımadığınız için çiğneyeceğiniz ve bu bilgisizlik yüzünden üzüntü ve kınayışla karşılaşacağınız inanmış erkeklerle inanmış kadınlar olmasaydı, iş başka türlü olurdu. Böyle olması, Allah'ın, dilediğini rahmetine sokması içindir. Onlar birbirlerinden ayrılmış olsalardı, inkâra sapanları acıklı bir azapla cezalandırırdık.
Abdulbaki GölpınarlıOnlar, kafir olan ve sizi Mescidi Haram'dan meneden ve kurbanlarınızı, yerlerine ulaştırmayan kişilerdi ve Mekke'de, sizin bilmediğiniz ve bilgisizlik yüzünden çiğneyip geçeceğiniz ve bu yüzden de günaha gireceğiniz inanmış erkekler ve inanmış kadınlar olmasaydı sizi Mekke'ye sokardı, fakat Allah, dilediğini rahmetine ithal etsin diye, onlardan ellerinizi çekti sizin; birbirlerinden seçilip ayrılmış olsalardı, onlardan kafir olanları elbette elemli bir azapla azaplandırırdık.
Ali BulaçKi onlar, inkar ettiler, sizi Mescid-i Haram'dan ve durdurulmakta (bekletilmekte) olan hediyeleri (kurbanları), yerlerine varmaktan alıkoydular. Eğer kendilerini bilmediğiniz mü'min erkekler ve mü'min kadınları, bilgisizlik dolayısıyla darmadağın edip de bu yüzden size 'dayanılmaz bir sıkıntı' dokunmayacak olsaydı (o zaman durum farklı olurdu. Durumunun böyle olması,) Allah'ın dilediğini rahmetine sokması içindir. Eğer (karışık yaşayan mü'minler), seçilip ayrılmış olsalardı, muhakkak içlerinden inkar edenleri acı bir azap ile azaplandırırdık.
Süleyman AteşOnlar öyle kimselerdir ki inkar ettiler, sizin Mescid-i Haram'ı ziyaret etmenize ve bekletilen kurbanların yerlerine varmasına engel oldular. Eğer orada, kendilerini bilmediğiniz için tepeleyeceğiniz ve bilmeyerek tepelemenizden ötürü, kınanacağınızinanmış erkekler ve inanmış kadınlar olmasaydı (Allah sizin savaşmanıza engel olmazdı. Böyle yaptı) ki Allah, dilediğini rahmetine soksun. Şayet (inananlar ve inanmayanlar) birbirinden ayrılmış olsalardı elbette onlardan inkar edenleri, acı bir azaba çarptırırdık.
Önceki [48:24]< >[48:26] Sonraki
Burada sunulan verilerin tamamı kontrol edilmemiştir. Lütfen orijinal kaynaklardan doğruluğunu kontrol ediniz. Türkçe Tercümeler, tanzil.net internet sitesinden temin edilmiştir. Çalışmamızda kullanılan veritabanı, openburhan.net projesinin veritabanının yeniden düzenlenmiş halidir. Kur'an-ı Kerim sayfasına dönüş için tıklayınız. Urduca-İngilizce OpenBurhan versiyonu için tıklayınız. Çalışmamızda kullanılan verilerin ve dosyaların telif hakları sahiplerine aittir.
OpenBurhanTR 2.0.17