1. [38:40] | veinne lehû `indenâ lezülfâ veḥusne meâb. | وإن له عندنا لزلفى وحسن مآب وَإِنَّ لَهُ عِندَنَا لَزُلْفَى وَحُسْنَ مَآبٍ |
---|
Elmalılı | Şüphesiz ki ona huzurumuzda bir yakınlık ve güzel bir makam vardır. |
Y. Ali | And he enjoyed, indeed, a Near Approach to Us, and a beautiful Place of (Final) Return.
|
Words | | وإن - And indeed,| له - for him| عندنا - with Us| لزلفى - surely is a near access| وحسن - and a good| مآب - place of return.| |
Pickthal | And lo! he hath favour with Us, and a happy journey's end. |
Arberry | And he had a near place in Our presence and a fair resort. |
Shakir | And most surely he had a nearness to Us and an excellent resort. |
Free Minds | And he has deserved a near position with Us, and a wonderful abode. |
Qaribullah | And he has a place near to Us, and a fine return. |
Asad | And, verily, nearness to Us awaits him [in the life to come], and the most beauteous of all goals! |
Diyanet Vakfı | Doğrusu onun, bizim katımızda büyük bir değeri ve güzel bir yeri vardır. |
Diyanet | Doğrusu onun katımızda yakınlığı ve güzel bir istikbali vardır. |
Edip Yüksel | Onun bizim yanımızda yakınlığı ve güzel yeri vardı. |
Suat Yıldırım | Muhakkak ki onun Bize yakınlığı ve güzel bir âkıbeti vardır. |
Yaşar Nuri Öztürk | Ve gerçeken, katımızda onun bir yakınlığı ve güzel bir geleceği vardı. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Ve şüphe yok ki onun, katımızda bir yakınlık derecesi ve dönüp geleceği güzel bir makamı vardı. |
Ali Bulaç | Şüphesiz, onun Bizim Katımız'da gerçekten bir yakınlığı ve varılacak güzel bir yeri vardır. |
Süleyman Ateş | Onun için, bizim yanımızda bir yakınlık ve güzel bir gelecek de vardır. |
Önceki [38:39]< >[38:41] Sonraki |