1. [34:34] | vemâ erselnâ fî ḳaryetim min neẕîrin illâ ḳâle mütrafûhâ innâ bimâ ürsiltüm bihî kâfirûn. | وما أرسلنا في قرية من نذير إلا قال مترفوها إنا بما أرسلتم به كافرون وَمَا أَرْسَلْنَا فِي قَرْيَةٍ مِّن نَّذِيرٍ إِلَّا قَالَ مُتْرَفُوهَا إِنَّا بِمَا أُرْسِلْتُم بِهِ كَافِرُونَ |
---|
Elmalılı | Biz herhangi bir memlekete tehlikeyi haber veren bir uyarıcı gönderdikse, mutlaka oranın refah ile şımartılmış olanları: "Biz sizin gönderildiğiniz şeyleri tanımayız." dediler. |
Y. Ali | Never did We send a warner to a population, but the wealthy ones among them said: "We believe not in the (Message) with which ye have been sent."
|
Words | | وما - And not| أرسلنا - We sent| في - to| قرية - a town| من - any| نذير - warner| إلا - but| قال - said| مترفوها - its wealthy ones,| إنا - "Indeed we,| بما - in what| أرسلتم - you have been sent| به - with,| كافرون - (are) disbelievers."| |
Pickthal | And We sent not unto any township a warner, but its pampered ones declared: Lo! we are disbelievers in that wherewith ye have been sent. |
Arberry | We sent no warner into any city except its men who lived at ease said, 'We disbelieve in the Message you have been sent with.' |
Shakir | And We never sent a warner to a town but those who led lives in ease in it said: We are surely disbelievers in what you are sent with. |
Free Minds | And We do not send a warner to any town, except its carefree ones would Say: "We reject what you have been sent with." |
Qaribullah | We never sent a warner to a village except that those (who lived) in luxury said: 'We disbelieve in the Message you have been sent with! ' |
Asad | For [thus it is:] whenever We sent a warner to any community, those of its people who had lost themselves entirely in the pursuit of pleasures would declare, [The term mutraf denotes "one who indulges in the pursuit of pleasures", i.e., to the exclusion of all moral considerations: cf. note on 11:116.] "Behold, we deny that there is any truth in [what you claim to be] your message!" - |
Diyanet Vakfı | Biz hangi ülkeye bir uyarıcı göndermişsek mutlaka oranın varlıklı ve şımarık kişileri: Biz, size gönderilmiş olan şeyi inkar ediyoruz, demişlerdir. |
Diyanet | Doğrusu uyarıcı göndermiş olduğumuz her kentin varlıklı kimseleri, "Biz sizinle gönderilen şeyleri inkar ediyoruz" dediler. |
Edip Yüksel | Bir kente her ne zaman bir uyarıcı gönderirsek, elitleri, "Sizin kendisiyle gönderildiğiniz mesajı reddediyoruz," dediler. |
Suat Yıldırım | Uyarmak üzere Peygamber gönderdiğimiz hiçbir belde yoktur kionların ileri gelen, varlıklı ve şımarık olanları: “Biz sizinle gönderilen şeyleri reddediyoruz, bunu böyle bilesiniz!” demiş olmasınlar. |
Yaşar Nuri Öztürk | Biz, hangi ülkeye bir uyarıcı göndermişsek, onun servet ve refahla şımaranları mutlaka şöyle demişlerdir: "Biz, sizin elçilik yaptığınız şeyi inkâr ediyoruz!" |
Abdulbaki Gölpınarlı | Ve hiçbir şehre korkutuculardan birini göndermedik ki oradaki nimete, mala sahib olanlar, şüphe yok ki biz, size gönderilen şeyleri inkar ediyoruz demesinler. |
Ali Bulaç | Biz hangi ülkeye bir uyarıcı gönderdikse, mutlaka oranın 'refah içinde şımaran önde gelenleri': "Gerçekten biz, sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi tanımıyoruz" demişlerdir. |
Süleyman Ateş | Biz hangi ülkeye bir uyarıcı gönderdiysek mutlaka oranın varlıkla şımarmış kimseleri: "Biz, sizin gönderildiğiniz şeyi inkar ediyoruz" dediler. |
Önceki [34:33]< >[34:35] Sonraki |