1. [2:36] | feezellehüme-şşeyṭânü `anhâ feaḫracehümâ mimmâ kânâ fîh. veḳulne-hbiṭû ba`ḍuküm liba`ḍin `adüvv. veleküm fi-l'arḍi müsteḳarruv vemetâ`un ilâ ḥîn. | فأزلهما الشيطان عنها فأخرجهما مما كانا فيه وقلنا اهبطوا بعضكم لبعض عدو ولكم في الأرض مستقر ومتاع إلى حين فَأَزَلَّهُمَا الشَّيْطَانُ عَنْهَا فَأَخْرَجَهُمَا مِمَّا كَانَا فِيهِ وَقُلْنَا اهْبِطُواْ بَعْضُكُمْ لِبَعْضٍ عَدُوٌّ وَّلَكُمْ فِي الْأَرْضِ مُسْتَقَرٌّ وَّمَتَاعٌ إِلَى حِينٍ |
---|
Elmalılı | Bunun üzerine şeytan onları(n ayağını) oradan kaydırdı, içinde bulundukları (cennet yurdu)ndan çıkardı. Biz de: "Birbirinize düşman olarak inin, orada belirli bir vakte kadar sizin için bir karar yeri ve bir nasib vardır." dedik. |
Y. Ali | Then did Satan make them slip from the (garden), and get them out of the state (of felicity) in which they had been. We said: "Get ye down, all (ye people), with enmity between yourselves. On earth will be your dwelling-place and your means of livelihood - for a time."
|
Words | | فأزلهما - Then made [both of] them slip| الشيطان - the Shaitaan| عنها - from it,| فأخرجهما - and he got [both of] them out| مما - from what| كانا - they [both] were| فيه - in [it].| وقلنا - And We said,| اهبطوا - "Go down (all of you),| بعضكم - some of you| لبعض - to others| عدو - (as) enemy;| ولكم - and for you| في - in| الأرض - the earth| مستقر - (is) a dwelling place| ومتاع - and a provision| إلى - for| حين - a period."| |
Pickthal | But Satan caused them to deflect therefrom and expelled them from the (happy) state in which they were; and We said: Fall down, one of you a foe unto the other! There shall be for you on earth a habitation and provision for a time. |
Arberry | Then Satan caused them to slip therefrom and brought them out of that they were in; and We said, 'Get you all down, each of you an enemy of each; and in the earth a sojourn shall be yours, and enjoyment for a time.' |
Shakir | But the Shaitan made them both fall from it, and caused them to depart from that (state) in which they were; and We said: Get forth, some of you being the enemies of others, and there is for you in the earth an abode and a provision for a time. |
Free Minds | So, the devil tricked them from it, and he brought them out from what they were in, and We said: "Descend, you are enemies of one another. And in the land shall be stability for you and luxury for a while." |
Qaribullah | But satan made them slip therefrom and caused them to depart from that in which they had been. 'Go down, ' We said, 'be enemies to each other. The earth will provide your dwelling place an enjoyment for a while. ' |
Asad | But Satan caused them both to stumble therein, and thus brought about the loss of their erstwhile state. And so We said: "Down with you, [and be henceforth] enemies unto one another; and on earth you shall have your abode and your livelihood for a while !" |
Diyanet Vakfı | Şeytan onların ayaklarını kaydırıp haddi tecavüz ettirdi ve içinde bulundukları (cennetten) onları çıkardı. Bunun üzerine: Bir kısmınız diğerine düşman olarak ininiz, sizin için yeryüzünde barınak ve belli bir zamana dek yaşamak vardır, dedik. |
Diyanet | Şeytan oradan ikisinin de ayağını kaydırttı, onları bulundukları yerden çıkardı, onlara "Birbirinize düşman olarak inin, yeryüzünde bir müddet için yerleşip geçineceksiniz" dedik. |
Edip Yüksel | Şeytan, onları oradan kaydırıp bulundukları yerden çıkarttı. Nihayet, "Birbirinize düşman olarak aşağı inin. Yeryüzünde belli bir süre kalıp yaşayacaksınız," dedik. |
Suat Yıldırım | Derken Şeytan onların ayaklarını kaydırarak içinde bulundukları nimet yurdundan çıkardı. Biz de: “Haydi, dedik, birbirinize düşman olarak yeryüzüne inin! Siz orada belirli bir süre ikamet edip yararlanacaksınız.” |
Yaşar Nuri Öztürk | Bunun üzerine şeytan onların ayaklarını kaydırdı da onları içinde bulundukları yerden çıkardı. Biz de şöyle buyurduk: "Bir kısmınız bir kısmınıza düşman olarak aşağıya inin. Belli bir süre kadar yeryüzünde sizin için bir bekleme yeri, bir nimet/bir yararlanma imkânı olacaktır." |
Abdulbaki Gölpınarlı | Şeytansa oradan onların ayaklarını kaydırdı, onları bulundukları makamdan çıkarıverdi. Dedik ki: Bazınız, bazınıza düşman olarak inin buradan. Bir zamana kadar yeryüzünde oturmanız, oradan rızıklanmanız mukadder. |
Ali Bulaç | Fakat şeytan, oradan ikisinin ayağını kaydırdı ve böylece onları içinde bulundukları (durum)dan çıkardı. Biz de: "Kiminiz kiminize düşman olarak inin, sizin için yeryüzünde belli bir vakte kadar bir yerleşim ve meta vardır" dedik. |
Süleyman Ateş | Derken şeytan onlar(ın ayağın)ı oradan kaydırdı, içinde bulundukları (ni'met yurdu)ndan çıkardı. (Biz de) dedik ki: "Birbirinize düşman olarak inin. Sizin, yeryüzünde kalıp bir süre yaşamanız lazımdır." |
Önceki [2:35]< >[2:37] Sonraki |