1. [2:17] | meŝelühüm kemeŝeli-lleẕi-stevḳade nârâ. felemmâ eḍâet mâ ḥavlehû ẕehebe-llâhü binûrihim veterakehüm fî żulümâtil lâ yübṣirûn. | مثلهم كمثل الذي استوقد نارا فلما أضاءت ما حوله ذهب الله بنورهم وتركهم في ظلمات لا يبصرون مَثَلُهُمْ كَمَثَلِ الَّذِي اسْتَوْقَدَ نَاراً فَلَمَّا أَضَاءَتْ مَا حَوْلَهُ ذَهَبَ اللّهُ بِنُورِهِمْ وَتَرَكَهُمْ فِي ظُلُمَاتٍ لاَّ يُبْصِرُونَ |
---|
Elmalılı | Onların durumu, bir ateş yakanın durumu gibidir. (Ateş) çevresini aydınlatır aydınlatmaz Allah onların (gözlerinin) nurlarını giderdi ve onları karanlıklar içinde bıraktı, artık görmezler. | Y. Ali | Their similitude is that of a man who kindled a fire; when it lighted all around him, Allah took away their light and left them in utter darkness. So they could not see.
| Words | | مثلهم - Their example| كمثل - (is) like (the) example| الذي - (of) the one who| استوقد - kindled| نارا - a fire,| فلما - then, when| أضاءت - it illuminated| ما - what| حوله - (was) around him| ذهب - took away| الله - Allah| بنورهم - their light| وتركهم - and left them| في - in| ظلمات - darkness[es],| لا - (so) not| يبصرون - (do) they see.| | Pickthal | Their likeness is as the likeness of one who kindleth fire, and when it sheddeth its light around him Allah taketh away their light and leaveth them in darkness, where they cannot see, | Arberry | The likeness of them is as the likeness of a man who kindled a fire, and when it lit all about him God took away their light, and left them in darkness unseeing | Shakir | Their parable is like the parable of one who kindled a fire but when it had illumined all around him, Allah took away their light, and left them in utter darkness-- they do not see. | Free Minds | Their example is like one who lights a fire, so when it illuminates what is around him, God takes away his light and leaves him in the darkness not seeing. | Qaribullah | Their example is like one who kindled a fire, and when it lit all around him, Allah took away their light and left them in darkness. They could not see. | Asad | Their parable is that of people who kindle a fire: but as soon as it has illumined all around them, God takes away their light and leaves them in utter darkness, wherein they cannot see: | Diyanet Vakfı | Onların (münafıkların) durumu, (karanlık gecede) bir ateş yakan kimse misalidir. O ateş yanıp da etrafını aydınlattığı anda Allah, hemen onların aydınlığını giderir ve onları karanlıklar içinde bırakır; (artık hiçbir şeyi) görmezler. | Diyanet | Onlar, çevresini aydınlatmak için ateş yakan kimseye benzerler ki, Allah ışıklarını yok edince, onları karanlıklar içinde görmez bir halde bırakmıştır. | Edip Yüksel | Durumları, ateş yakan kimselerin şu durumuna benzer: Ateş çevrelerini aydınlatmaya başlayınca ALLAH onların ışığını giderir ve onları karanlıklar içinde görmez bir halde bırakır. | Suat Yıldırım | Bunların durumu, aydınlanmak için ateş yakan bir kimsenin durumuna benzer. Ateş çevresini aydınlatır aydınlatmaz. Allah onların gözlerinin nurunu giderir ve karanlıklar içinde bırakır, onlar da göremez olurlar. [63,3] | Yaşar Nuri Öztürk | Onların durumu şu kişinin durumuna benzer: Bir ateş tutuşturmak istedi. Ateş, çevresindekileri aydınlattığında, Allah onların ışığını giderdi ve onları karanlıklar içinde bıraktı; artık görmezler. | Abdulbaki Gölpınarlı | Onlar, bir ateş yakıp ışıklanmak isteyen kimseye benzerler. Ateş, çevrelerindeki şeyleri aydınlattı mı Allah, nurlarını alıverir de onları karanlıklarda bırakır, görmezler. | Ali Bulaç | Bunların örneği, ateş yakan adamın örneğine benzer; (ki onun ateşi) çevresini aydınlattığı zaman, Allah onların aydınlığını giderir ve göremez bir şekilde karanlıklar içinde bırakıverir. | Süleyman Ateş | Onların durumu, tıpkı şuna benzer ki, (aydınlanmak için) bir ateş yakmak istedi. (Ateş) çevresini aydınlatır aydınlatmaz, Allah onların nurunu giderdi ve onları karanlıklar içinde bıraktı, artık görmezler. | Önceki [2:16]< >[2:18] Sonraki |
|