1. [2:167] | veḳâle-lleẕîne-ttebe`û lev enne lenâ kerraten feneteberrae minhüm kemâ teberraû minnâ. keẕâlike yürîhimü-llâhü a`mâlehüm ḥaserâtin `aleyhim. vemâ hüm biḫâricîne mine-nnâr. | وقال الذين اتبعوا لو أن لنا كرة فنتبرأ منهم كما تبرءوا منا كذلك يريهم الله أعمالهم حسرات عليهم وما هم بخارجين من النار وَقَالَ الَّذِينَ اتَّبَعُواْ لَوْ أَنَّ لَنَا كَرَّةً فَنَتَبَرَّأَ مِنْهُمْ كَمَا تَبَرَّؤُواْ مِنَّا كَذَلِكَ يُرِيهِمُ اللّهُ أَعْمَالَهُمْ حَسَرَاتٍ عَلَيْهِمْ وَمَا هُم بِخَارِجِينَ مِنَ النَّارِ |
---|
Elmalılı | Onlara uyanlar da şöyle demektedirler: "Ah, bizim için dünyaya bir dönüş olsaydı da onların bizden uzaklaştıkları gibi biz de onlardan uzaklaşsaydık!" İşte böylece Allah onlara bütün amellerini, üzerlerine yığılmış hasretler (pişmanlık ve üzüntüler) halinde gösterecektir. Onlar bu ateşten çıkacak değillerdir. |
Y. Ali | And those who followed would say: "If only We had one more chance, We would clear ourselves of them, as they have cleared themselves of us." Thus will Allah show them (The fruits of) their deeds as (nothing but) regrets. Nor will there be a way for them out of the Fire.
|
Words | | وقال - And said| الذين - those who| اتبعوا - followed,| لو - "(Only) if| أن - [that]| لنا - for us| كرة - a return,| فنتبرأ - then we will disown| منهم - [from] them| كما - as| تبرءوا - they disown| منا - [from] us."| كذلك - Thus| يريهم - will show them| الله - Allah| أعمالهم - their deeds| حسرات - (as) regrets| عليهم - for them.| وما - And not| هم - they| بخارجين - will come out| من - from| النار - the Fire.| |
Pickthal | And those who were but followers will say: If a return were possible for us, we would disown them even as they have disowned us. Thus will Allah show them their own deeds as anguish for them, and they will not emerge from the Fire. |
Arberry | and those that followed say, 'O if only we might return again and disown them, as they have disowned us!' Even so God shall show them their works. O bitter regrets for them! Never shall they issue from the Fire. |
Shakir | And those who followed shall say: Had there been for us a return, then we would renounce them as they have renounced us. Thus will Allah show them their deeds to be intense regret to them, and they shall not come forth from the fire. |
Free Minds | And those who followed them said: "If we only could have a chance to disown them as they have disowned us." It is such that God will show them their works which will be regretted by them; they will not leave the Fire. |
Qaribullah | those who followed them will say: 'If only that we might return once, and disown them as they have disowned us. ' As such Allah will show them their own works to be regrets for them, and they shall never emerge from the Fire. |
Asad | And then those followers shall say: "Would that we had a second chance [in life], so that we could disown them as they have disowned us!" Thus will God show them their works [in a manner that will cause them] batter regrets; but they will not come out of the fire. |
Diyanet Vakfı | (Kötülere) uyanlar şöyle derler: Ah, keşke bir daha dünyaya geri gitmemiz mümkün olsaydı da, şimdi onların bizden uzaklaştıkları gibi biz de onlardan uzaklaşsaydık! Böylece Allah onlara, işlerini, pişmanlık ve üzüntü kaynağı olarak gösterir ve onlar artık ateşten çıkamazlar. |
Diyanet | Uyanlar: "Keşke bizim için dünyaya bir dönüş olsa da, bizden uzaklaştıkları gibi biz de onlardan uzaklaşsak" derler. Böylece Allah onlara, hasretini çekecekleri işlerini gösterir. Onlar cehennemden çıkmayacaklardır. |
Edip Yüksel | Uyanlar şöyle diyecek: "Keşke bir şansımız daha olsaydı da onların şimdi bizden uzak durdukları gibi biz de onlardan uzak dursaydık." Böylece ALLAH yaptıklarını pişmanlığa dönüştürür; ateşten çıkamazlar. |
Suat Yıldırım | Bunun üzerine tâbi olanlar şöyle dediler: “Ah ne olurdu, elimize bir fırsat geçse de onların bizden uzak durdukları gibi, Biz de onları bir reddetseydik! İşte Allah Teâlâ onlara, bütün yaptıklarını, en şiddetli pişmanlıklar halinde gösterecektir. Onların o ateşten çıkacakları da yoktur. [25,23; 14,18; 24,39; 23,99; 26,102; 32,12; 39, 58; 42,44] |
Yaşar Nuri Öztürk | İzleyenler şöyle demiştir: "Ne olurdu bir kez daha imkân verilse de şunların bizden uzaklaştıkları gibi biz de onlardan uzaklaşsak." Böylece Allah onlara, yapıp ettiklerini, kendilerine yönelmiş özleyişler olarak gösterir. Ama artık ateşten çıkamazlar. |
Abdulbaki Gölpınarlı | Onlara uyanlar da muhakkak derler ki: Keşke bir kere daha dünyaya dönseydik de onlar bizden nasıl kaçındıysa biz de onlardan kaçınsaydık, çekinseydik. İşte Allah, onlara yaptıkları işleri, üstlerine çöken bir hasretten ibaret olarak gösterir. Onlar, ateşten dışarı çıkamazlar. |
Ali Bulaç | (O zaman, yönetilip) Uyanlar derler ki: "Eğer bize bir kere (daha dünyaya dönme) fırsatı verilse(ydi) muhakkak (şimdi) onların bizden uzaklaştıkları gibi, biz de onlardan uzaklaşır (onları yüzüstü bırakır)dık." Böylece Allah, onlara bütün yaptıklarını onulmaz hasretlerle gösterecektir. Ve onlar ateşten çıkacak değildirler. |
Süleyman Ateş | Uyanlar, şöyle dediler; "Ah keşke bir daha dünyaya gitmemiz mümkün olsaydı da şimdi onların bizden uzak durdukları gibi biz de onlardan uzak dursaydık!" Böylece Allah, onlara işledikleri bütün fiilleri hasretler (pişmanlık kaynağı olarak) gösterir. Ve onlar, ateşten çıkamazlar. |
Önceki [2:166]< >[2:168] Sonraki |