1. [18:99] | veteraknâ ba`ḍahüm yevmeiẕiy yemûcü fî ba`ḍiv venüfiḫa fi-ṣṣûri fecema`nâhüm cem`â. | وتركنا بعضهم يومئذ يموج في بعض ونفخ في الصور فجمعناهم جمعا وَتَرَكْنَا بَعْضَهُمْ يَوْمَئِذٍ يَمُوجُ فِي بَعْضٍ وَنُفِخَ فِي الصُّورِ فَجَمَعْنَاهُمْ جَمْعًا |
---|
Elmalılı | Biz o gün (kıyamet günü) onları bırakıvermişizdir. Dalgalar halinde birbirlerine girerler, Sûr'a da üfürülmüştür. Böylece onların hepsini bir araya toplamışızdır. |
Y. Ali | On that day We shall leave them to surge like waves on one another: the trumpet will be blown, and We shall collect them all together.
|
Words | | وتركنا - And We (will) leave| بعضهم - some of them| يومئذ - (on) that Day| يموج - to surge| في - over| بعض - others,| ونفخ - and (will be) blown| في - in| الصور - the trumpet,| فجمعناهم - then We (will) gather them| جمعا - all together.| |
Pickthal | And on that day we shall let some of them surge against others, and the Trumpet will be blown. Then We shall gather them together in one gathering. |
Arberry | Upon that day We shall leave them surging on one another, and the Trumpet shall he blown, and We shall gather them together, |
Shakir | And on that day We will leave a part of them in conflict with another part, and the trumpet will be blown, so We will gather them all together; |
Free Minds | And We left them till that day to surge like waves on one another. And the horn was blown so We gathered them together. |
Qaribullah | On that day, We will let them surge on one another, and the Horn shall be blown, and We will gather them all together. |
Asad | AND ON that Day We shall [call forth all mankind and] leave them to surge like waves [that dash] against one another; and the trumpet [of judgment] will be blown, and We shall gather them all together. |
Diyanet Vakfı | O gün (kıyamet gününde bakarsın ki) biz onları, birbirine çarparak çalkalanır bir halde bırakmışızdır; Sur'a da üfürülmüş, böylece onları bütünüyle bir araya getirmişizdir. |
Diyanet | Biz o gün onları bırakırız, dalgalar halinde birbirlerine girerler. Sura üflenince hepsini bir araya toplarız. |
Edip Yüksel | O gün onları bırakırız. Dalgalar halinde birbirlerine girerler. Boruya üflenir; hepsini bir araya toplarız. |
Suat Yıldırım | O gün, yani kıyamet günü onlar deniz dalgaları gibi birbirine çarparak çalkalanırlar. Sûr'a da üfürülür, insanların hepsini bir araya toplarız. [56,49-50; 18,47] |
Yaşar Nuri Öztürk | O gün onları bırakmışızdır, birbirleri içinde dalgalanırlar. Sûra da üflenmiştir; hepsini bir araya toplamışızdır. |
Abdulbaki Gölpınarlı | O gün deniz gibi dalgalanır, dalgadalga birbirlerine karışır onlar ve sur üfürülür de onların hepsini toplarız. |
Ali Bulaç | Biz o gün, bir kısmını bir kısmı içinde dalgalanırcasına bırakıvermişiz. Sur'a da üfürülmüştür, artık onların tümünü birarada toparlamışız. |
Süleyman Ateş | Biz o gün (Ye'cuc ve Me'cuc'u) bırakmışızdır: Birbiri içinde dalgalanır(lar). Sur'a da üflenmiştir ve onları hep bir araya toplamışızdır. |
Önceki [18:98]< >[18:100] Sonraki |