1. [10:71] | vetlü `aleyhim nebee nûḥ. iẕ ḳâle liḳavmihî yâ ḳavmi in kâne kebüra `aleyküm meḳâmî veteẕkîrî biâyâti-llâhi fe`ale-llâhi tevekkeltü feecmi`û emraküm veşürakâeküm ŝümme lâ yekün emruküm `aleyküm gummeten ŝümme-ḳḍû ileyye velâ tünżirûn. | واتل عليهم نبأ نوح إذ قال لقومه يا قوم إن كان كبر عليكم مقامي وتذكيري بآيات الله فعلى الله توكلت فأجمعوا أمركم وشركاءكم ثم لا يكن أمركم عليكم غمة ثم اقضوا إلي ولا تنظرون وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَأَ نُوحٍ إِذْ قَالَ لِقَوْمِهِ يَا قَوْمِ إِن كَانَ كَبُرَ عَلَيْكُم مَّقَامِي وَتَذْكِيرِي بِآيَاتِ اللّهِ فَعَلَى اللّهِ تَوَكَّلْتُ فَأَجْمِعُواْ أَمْرَكُمْ وَشُرَكَاءَكُمْ ثُمَّ لاَ يَكُنْ أَمْرُكُمْ عَلَيْكُمْ غُمَّةً ثُمَّ اقْضُواْ إِلَيَّ وَلاَ تُنظِرُونِ |
---|
Elmalılı | Bir de onlara Nuh'un kıssasını oku: Hani o bir zamanlar kavmine demişti ki: "Ey kavmim, eğer benim aranızda duruşum ve Allah'ın âyetleriyle öğüt verişim size ağır geliyorsa, şunu bilin ki, ben yalnızca Allah'a dayanmışımdır, artık siz ve ortaklarınız her ne yapacaksanız toplanıp bütün gücünüzle karar veriniz. Sonra bu işiniz size dert olmasın. Sonra bana ne yapacaksanız yapın, bana mühlet de vermeyin". | Y. Ali | Relate to them the story of Noah. Behold! he said to his people: "O my people, if it be hard on your (mind) that I should stay (with you) and commemorate the signs of Allah,- yet I put my trust in Allah. Get ye then an agreement about your plan and among your partners, so your plan be on to you dark and dubious. Then pass your sentence on me, and give me no respite.
| Words | | واتل - And recite| عليهم - to them| نبأ - the news| نوح - (of) Nuh| إذ - when| قال - he said| لقومه - to his people,| يا - O| قوم - "O my people!| إن - If| كان - is| كبر - hard| عليكم - on you| مقامي - my stay| وتذكيري - and my reminding| بآيات - the Signs of Allah,| الله - the Signs of Allah,| فعلى - then on| الله - Allah| توكلت - I put my trust.| فأجمعوا - So you all resolve| أمركم - your plan| وشركاءكم - and your partners.| ثم - Then| لا - let not be| يكن - let not be| أمركم - (in) your plan| عليكم - for you| غمة - any doubt.| ثم - Then| اقضوا - carry (it out)| إلي - upon me| ولا - and (do) not| تنظرون - give me respite.| | Pickthal | Recite unto them the story of Noah, when he told his people: O my people! If my sojourn (here) and my reminding you by Allah's revelations are an offence unto you, in Allah have I put my trust, so decide upon your course of action you and your partners. Let not your course of action be in doubt for you. Then have at me, give me no respite. | Arberry | And recite to them the story of Noah when he said to his people, 'My people, if my standing here is grievous to you and my reminding you of the signs of God, in God have I put my trust; so resolve on your affair, with your associates, then let not your affair be a worry to you, but make decision unto me, and respite me not. | Shakir | And recite to them the story of Nuh when he said to his people: O my people! if my stay and my reminding (you) by the communications of Allah is hard on you-- yet on Allah do I rely-- then resolve upon your affair and (gather) your associates, then let not your affair remain dubious to you, then have it executed against me and give me no respite: | Free Minds | And recite for them the news of Noah as he said to his people: "My people, if my position has become too troublesome for you, and my reminding you of God's signs, then in God I place my trust. So gather your evidence and your partners, then make certain your evidence does not become against you, then come to judge me, and do not hold back." | Qaribullah | And recite to them the story of Noah. He said to his nation: 'O my nation, if my standing here, reminding you of the verses of Allah grieves you, and in Allah I have put my trust; decide upon your affair with your associates, then do not let your affair worry you. Come to a decision about me, and give me no respite. | Asad | AND CONVEY unto them the story of Noah-when he said unto his people: "O my people! If my presence [among you] and my announcement of God's messages are repugnant to you9?-well, in God have I placed my trust. Decide, then, upon what you are going to do [against me],9i and [call to your aid] those beings to whom you ascribe a share in God's Y 1N I.., AI Li divinity;' and once you have chosen your course of action, let no hesitation deflect you from it;9' and then carry out against me [whatever you may have decided], and give me no respite! | Diyanet Vakfı | Onlara Nuh'un haberini oku: Hani o kavmine demişti ki: "Ey kavmim! Eğer benim (aranızda) durmam ve Allah'ın ayetlerini hatırlatmam size ağır geldi ise, ben yalnız Allah'a dayanıp güvenirim. Siz de ortaklarınızla beraber toplanıp yapacağınızı kararlaştırın. Sonra işiniz başınıza dert olmasın. Bundan sonra (vereceğiniz) hükmü, bana uygulayın ve bana mühlet de vermeyin." | Diyanet | Onlara Nuh'un başından geçenleri anlat: Milletine, "Ey milletim! Eğer durumum, Allah'ın ayetlerini hatırlatmam size ağır geliyorsa ki ben Allah'a güvenmişimdir siz ve koştuğunuz ortaklar elbirliği edin; yapacağınız iş sonra size bir tasa vermesin. Sonra onu bana uygulayın ve beni ertelemeyin" demişti. | Edip Yüksel | Onlara Nuh'un tarihini anlat. Halkına şunları demişti: "Ey halkım, durumum ve ALLAH'ın ayetlerini hatırlatmam size ağır geldiyse, ben ALLAH'a güveniyorum. Ortaklarınız ve liderlerinizle birlikte toplanın, pişman olmayacağınız son kararınızı alın ve bekletmeden bana karşı uygulayın." | Suat Yıldırım | Onlara Nuh hakkındaki haberi oku: O halkına: “Ey benim halkım, dedi, eğer benim aranızda bulunmam ve Allah'ın âyetlerini hatırlatmam size ağır geliyorsa, şunu bilin ki ben yalnız Allah’a dayanıp güvendim.Siz de şerik koştuklarınızla beraber toplanıp işinizi kararlaştırın ki tasasını çektiğiniz bir dert olup kalmasın.Sonra da bana hiç mühlet vermeden hakkımdaki hükmünüzü uygulayın. [3,128; 11,55-57] | Yaşar Nuri Öztürk | Onlara Nûh'un haberini de oku! Hani, toplumuna şöyle demişti: "Eğer benim konumum ve Allah'ın ayetlerini hatırlatmam size ağır geliyorsa artık ben, Allah'a dayandım. Siz de ortaklarınızla bir araya gelip işinize bakın. Yapacağınız şey size bir kaygı da vermesin, hükmünüzü bana uygulayın. Ve bana fırsat da vermeyin." | Abdulbaki Gölpınarlı | Oku onlara Nuh kıssasını. Hani kavmine, ey kavmim demişti, aranızda bulunmam ve Allah'ın ayetleriyle öğüt vermem ağır geliyorsa size, ben Allah'a dayanmışım, siz de, ortaklarınız da toplanın, ne yapacağınızı kararlaştırın, sonradan da yaptığınız şey, sizi kederlendirmesin, sonra kararınızı bildirin bana ve hiç mühlet de vermeyin. | Ali Bulaç | Onlara Nuh'un haberini oku. Hani kavmine demişti ki: "Ey kavmim, benim makamım ve Allah'ın ayetleriyle hatırlatmalarım eğer size ağır geliyorsa ben, şüphesiz Allah'a tevekkül etmişim. Artık siz ortaklarınızla toplanıp yapacağınız işi karara bağlayın da işiniz size örtülü kalmasın (veya tasa konusu olmasın), sonra hakkımdaki hükmünüzü -bana süre tanımaksızın- verin. | Süleyman Ateş | Onlara Nuh'un haberini oku. Kavmine: "Ey kavmim demişti, eğer benim kalkıp size Allah'ın ayetlerini hatırlatmam, size ağır geldiyse, o halde ben Allah'a dayandım, siz de ortaklarınızla beraber toplanıp yapacağınız işi kararlaştırın da işiniz başınıza dert olmasın. Sonra hükmünüzü bana uygulayın, bana hiç fırsat da vermeyin!" | Önceki [10:70]< >[10:72] Sonraki |
|