1. [10:26] | lilleẕîne aḥsenü-lḥusnâ veziyâdeh. velâ yerheḳu vucûhehüm ḳateruv velâ ẕilleh. ülâike aṣḥâbü-lcenneh. hüm fîhâ ḫâlidûn. | للذين أحسنوا الحسنى وزيادة ولا يرهق وجوههم قتر ولا ذلة أولئك أصحاب الجنة هم فيها خالدون لِّلَّذِينَ أَحْسَنُواْ الْحُسْنَى وَزِيَادَةٌ وَلاَ يَرْهَقُ وُجُوهَهُمْ قَتَرٌ وَلاَ ذِلَّةٌ أُوْلَـئِكَ أَصْحَابُ الْجَنَّةِ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ |
---|
Elmalılı | İyi iş, güzel amel yapanlara daha güzeli ve daha fazlasıyla karşılık vardır. Yüzlerine ne kara bulaşır, ne de aşağılanırlar. Cennet ehli işte bunlardır. Orada ebedî kalacaklardır. |
Y. Ali | To those who do right is a goodly (reward)- Yea, more (than in measure)! No darkness nor shame shall cover their faces! they are companions of the garden; they will abide therein (for aye)!
|
Words | | للذين - For those who| أحسنوا - do good| الحسنى - (is) the best| وزيادة - and more.| ولا - And not| يرهق - (will) cover| وجوههم - their faces| قتر - dust| ولا - and not| ذلة - humiliation.| أولئك - Those| أصحاب - (are the) companions| الجنة - (of) Paradise,| هم - they| فيها - in it| خالدون - (will) abide forever.| |
Pickthal | For those who do good is the best (reward) and more (thereto). Neither dust nor ignominy cometh near their faces. Such are rightful owners of the Garden; they will abide therein. |
Arberry | the good-doers the reward most fair and a surplus; neither dust nor abasement shall overspread their faces. Those are the inhabitants of Paradise, therein dwelling forever. |
Shakir | For those who do good is good (reward) and more (than this); and blackness or ignominy shall not cover their faces; these are the dwellers of the garden; in it they shall abide. |
Free Minds | To those who do good work will be good and more, and their faces will not be darkened or humiliated. These are the people of Paradise, in it they will abide. |
Qaribullah | for those who do good is a fine reward and a surplus. Neither dust nor shame shall cover their faces. Those are the companions of Paradise in it they shall live for ever. |
Asad | Foc those who persevere in doing good there is the ultimate good in store, and more [than that]." No darkness and no ignominy will overshadow their faces [on Resurrection Day]: it is they who are destined for paradise, therein to abide. |
Diyanet Vakfı | Güzel davrananlara daha güzel karşılık, bir de fazlası vardır. Onların yüzlerine ne bir toz (kara leke) bulaşır ne de bir horluk (gelir). İşte onlar cennet ehlidirler. Ve onlar orada ebedi kalacaklardır. |
Diyanet | İyi davrananlara; daima daha iyisi ve üstünü verilir. Onların yüzlerine ne bir karalık, ne de zillet bulaşır. İşte onlar cennetliklerdir, orada temelli kalırlar. |
Edip Yüksel | Güzel davrananlara daha fazlası vardır. Yüzlerini ne bir yoksunluk ne de bir aşağılanma duygusu kaplar. Onlar cennet halkıdır. Orada ebedi kalıcıdırlar. |
Suat Yıldırım | İyi ve güzel davranışlarda bulunanlara en güzel mükâfat yani cennet ile daha da fazlası olarak Allah'ın cemalini görmek var.Onların yüzlerine ne bir leke bulaşır, ne de bir zillet! İşte onlar cennetliktir.Onlar orada ebedî kalacaklardır. [9,72; 55, 60; 76,11] {KM, Yuhanna 17,3} |
Yaşar Nuri Öztürk | Güzel düşünüp güzel davrananlara güzellik var. Dahası da var. Onların yüzlerine kara da bulaşmaz, zillet de... Cennetin dostlarıdır onlar; sürekli kalıcıdırlar orada. |
Abdulbaki Gölpınarlı | İyilik edenleri iyilikle mükafatlandırırız, daha da fazlasını veririz ve yüzleri kararmaz, zillete düşmez onlar. Onlardır cennet ehli, orada ebedi kalırlar. |
Ali Bulaç | Güzellik yapanlara daha güzeli ve fazlası vardır. Onların yüzlerini ne bir karartı sarar, ne bir zillet, işte onlar cennetin halkıdırlar; orada süresiz kalacaklardır. |
Süleyman Ateş | Güzel davrananlara daha güzel karşılık ve fazlası var. Onların yüzlerine ne bir kara bulaşır, ne de horluk. İşte onlar cennet halkıdır, orada ebedi kalacaklardır. |
Önceki [10:25]< >[10:27] Sonraki |