1. [82:13] | inne-l'ebrâra lefî ne`îm. | إن الأبرار لفي نعيم إِنَّ الْأَبْرَارَ لَفِي نَعِيمٍ |
---|
Elmalılı | Kuşkusuz iyiler nimet içindedirler. |
Y. Ali | As for the Righteous, they will be in bliss;
|
Words | | إن - Indeed,| الأبرار - the righteous| لفي - (will be) surely in| نعيم - bliss,| |
Pickthal | Lo! the righteous verily will be in delight. |
Arberry | Surely the pious shall be in bliss, |
Shakir | Most surely the righteous are in bliss, |
Free Minds | The pious are in Paradise. |
Qaribullah | Indeed, the righteous shall (live) in bliss. |
Asad | Behold, [in the life to come] the truly virtuous: will indeed be in bliss, |
Diyanet Vakfı | İyiler muhakkak cennettedirler, |
Diyanet | İyiler şüphesiz nimet içindedirler. |
Edip Yüksel | İyiler nimetler içindedir. |
Suat Yıldırım | İyi ve hayırlı insanlar naîm cennetinde, nimetler içindedirler. |
Yaşar Nuri Öztürk | Şu da kuşkusuz: İyiler tam bir nimet içindedir, |
Abdulbaki Gölpınarlı | Ve şüphe yok ki itaat eden iyi kişiler, elbette cennettedir. |
Ali Bulaç | Şüphesiz ebrar olanlar, elbette nimetler(le donatılmış cennetler) içindedirler. |
Süleyman Ateş | İyiler ni'met içindedirler. |
Önceki [82:12]< >[82:14] Sonraki |