1. [6:44] | felemmâ nesû mâ ẕükkirû bihî fetaḥnâ `aleyhim ebvâbe külli şey'. ḥattâ iẕâ feriḥû bimâ ûtû eḫaẕnâhüm bagteten feiẕâ hüm müblisûn. | فلما نسوا ما ذكروا به فتحنا عليهم أبواب كل شيء حتى إذا فرحوا بما أوتوا أخذناهم بغتة فإذا هم مبلسون فَلَمَّا نَسُواْ مَا ذُكِّرُواْ بِهِ فَتَحْنَا عَلَيْهِمْ أَبْوَابَ كُلِّ شَيْءٍ حَتَّى إِذَا فَرِحُواْ بِمَا أُوتُواْ أَخَذْنَاهُم بَغْتَةً فَإِذَا هُم مُّبْلِسُونَ |
---|
Elmalılı | Kendilerine hatırlatılanları unuttuklarında, onlara her şeyin kapısını açtık. Nihayet kendilerine verilen o nimetlerle sevinip zevke dalınca onları azabımızla ansızın yakalayıverdik. Hemen ümitsizliğe kapılıp şaşkına döndüler. | Y. Ali | But when they forgot the warning they had received, We opened to them the gates of all (good) things, until, in the midst of their enjoyment of Our gifts, on a sudden, We called them to account, when lo! they were plunged in despair!
| Words | | فلما - So when| نسوا - they forgot| ما - what| ذكروا - they were reminded| به - of [it],| فتحنا - We opened| عليهم - on them| أبواب - gates| كل - (of) every| شيء - thing,| حتى - until| إذا - when| فرحوا - they rejoiced| بما - in what| أوتوا - they were given,| أخذناهم - We seized them| بغتة - suddenly| فإذا - and then| هم - they| مبلسون - (were) dumbfounded.| | Pickthal | Then, when they forgot that whereof they had been reminded, We opened unto them the gates of all things till, even as they were rejoicing in that which they were given, We seized them unawares, and lo! they were dumbfounded. | Arberry | So, when they forgot what they were reminded of; We opened unto them the gates of everything until; when they rejoiced in what they were given, We seized them suddenly, and behold, they were sore confounded. | Shakir | But when they neglected that with which they had been admonished, We opened for them the doors of all things, until when they rejoiced in what they were given We seized them suddenly; then lo! they were in utter despair. | Free Minds | So when they forgot what they had been reminded of, We opened for them the gates of all opportunities; and when they were happy with what they were given, We took them suddenly! They were confounded. | Qaribullah | And when they had forgotten that with which they have been admonished, We opened the gates of everything to them, until just as they were rejoicing in what they were given, We suddenly seized them and they were in utter despair. | Asad | Then, when they had forgotten all that they had been told to take to heart, We threw open to them the gates of all [good] things' 3 until -even as they were rejoicing in what they had been granted - We suddenly took them to task: and lo! they were broken in spirit;" | Diyanet Vakfı | Kendilerine yapılan uyarıları unuttuklarında, (indirmiş olduğumuz sıkıntı ve musibetleri kaldırıp) üzerlerine her şeyin kapılarını açtık. Nihayet kendilerine verilenler yüzünden şımardıkları zaman onları ansızın yakaladık, birdenbire onlar bütün ümitlerini yitirdiler. | Diyanet | Kendilerine hatırlatılanı unuttuklarında, onlara her şeyin kapısını açtık; kendilerine verilene sevinince ansızın onları yakaladık da umutsuz kalıverdiler. | Edip Yüksel | Kendilerine iletilen mesajı unuttuklarında kendilerine her şeyin kapısını ardına kadar açtık. Kendilerine verilenlerle şımarınca onları ansızın yakaladık ve böylece şaşkın ve umutsuz kaldılar. | Suat Yıldırım | Kendilerine verilen öğütleri terk edip unutunca üzerlerine her şeyin, her zevk ve nimetin kapılarını açtık. Nihayet kendilerine verilen bu genişlik ve serbestlikle tam ferahlandıkları sırada, ansızın onları kıskıvrak yakaladık da bir anda bütün ümitlerini kaybediverdiler! | Yaşar Nuri Öztürk | Öğütlenmeye çağırıldıkları şeyi unutunca, her şeyin kapılarını üzerlerine açıverdik. Nihayet, kendilerine verilenle sevinç şımarıklığına daldıkları bir sırada, ansızın onları yakaladık. Tüm ümitlerini bir anda yitirdiler. | Abdulbaki Gölpınarlı | Derken söylenenleri, verilen öğütleri unuttukları zaman her şeyin kapılarını açtık onlara ve onlar, kendilerine verilen şeylerle genişliğe ulaştıkları gibi hemen ve ansızın onları tutup alıverdik de bütün umduklarından mahrum oldular. | Ali Bulaç | Derken kendilerine hatırlatılanı unuttuklarında, onların üzerlerine herşeyin kapılarını açtık. Öyle ki kendilerine verilen şeylerle 'sevince kapılıp şımarınca', onları apansız yakalayıverdik. Artık onlar umutları suya düşenler oldular. | Süleyman Ateş | Kendileri yapılan uyarıları unutunca, üzerlerine her şeyin kapılarını açıverdik; kendilerine verilenle sevince daldıkları sırada da ansızın onları yakaladık, birden bire bütün umutlarnı yitirdiler. | Önceki [6:43]< >[6:45] Sonraki |
|