1. [28:79] | feḫarace `alâ ḳavmihî fî zînetih. ḳâle-lleẕîne yürîdûne-lḥayâte-ddünyâ yâ leyte lenâ miŝle mâ ûtiye ḳârûnü innehû leẕû ḥażżin `ażîm. | فخرج على قومه في زينته قال الذين يريدون الحياة الدنيا يا ليت لنا مثل ما أوتي قارون إنه لذو حظ عظيم فَخَرَجَ عَلَى قَوْمِهِ فِي زِينَتِهِ قَالَ الَّذِينَ يُرِيدُونَ الْحَيَاةَ الدُّنيَا يَا لَيْتَ لَنَا مِثْلَ مَا أُوتِيَ قَارُونُ إِنَّهُ لَذُو حَظٍّ عَظِيمٍ |
---|
Elmalılı | Derken Karun, ihtişam içinde kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını arzulayanlar, "Keşke Karun'a verilenin benzeri bizim de olsaydı. Hakikat şu ki o, çok büyük devlet sahibidir" dediler. |
Y. Ali | So he went forth among his people in the (pride of his wordly) glitter. Said those whose aim is the Life of this World: "Oh! that we had the like of what Qarun has got! for he is truly a lord of mighty good fortune!"
|
Words | | فخرج - So he went forth| على - to| قومه - his people| في - in| زينته - his adornment.| قال - Said| الذين - those who| يريدون - desire| الحياة - the life| الدنيا - (of) the world,| يا - O| ليت - "O! Would that| لنا - for us| مثل - (the) like| ما - (of) what| أوتي - has been given| قارون - (to) Qarun.| إنه - Indeed, he| لذو - (is the) owner| حظ - (of) fortune| عظيم - great."| |
Pickthal | Then went he forth before his people in his pomp. Those who were desirous of the life of the world said: Ah, would that we had the like of what hath been given unto Korah! Lo! he is lord of rare good fortune. |
Arberry | So he went forth unto his people in his adornment. Those who desired the present life said, 'Would that we possessed the like of that Korah has been given! Surely he is a man of mighty fortune. |
Shakir | So he went forth to his people in his finery. Those who desire this world's life said: O would that we had the like of what Qaroun is given; most surely he is possessed of mighty good fortune. |
Free Minds | Then he came out among his people draped in his ornaments. Those who preferred this worldly life said: "Oh, if only we were given similar to what Qaaroon has been given. Indeed, he is very fortunate." |
Qaribullah | So he went out in all his finery among his nation, those who desired this life said: 'Would that we had the like of that Korah has been given! He has indeed a mighty fortune. ' |
Asad | And so he went forth before his people in all his pomp; [and] those who cared only for the life of this world would say, "Oh, if we but had the like of what Qarun has been given! Verily, with tremendous good fortune is he endowed!" |
Diyanet Vakfı | Derken, Karun, ihtişamı içinde kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını arzulayanlar: Keşke Karun'a verilenin benzeri bizim de olsaydı; doğrusu o çok şanslı! dediler. |
Diyanet | Karun, ihtişam içinde milletinin karşısına çıktı. Dünya hayatını isteyenler: "Karun'a verildiği gibi bizim de olsa; doğrusu o büyük bir varlık sahibidir" demişlerdi. |
Edip Yüksel | Bir ara, tüm görkemiyle halkının arasına çıkmıştı. Dünya hayatını seçenler, "Keşke Karun'a verilenlerin bir benzeri bize de verilseydi. Gerçekten, o çok şanslı biri," dediler. |
Suat Yıldırım | Karun bir gün, yine bütün ihtişam ve şatafatıyla halkının karşısına çıktı.Dünya hayatına çok düşkün olanlar:“Keşke bizim de Karun'unki gibi servetimiz olsaydı. Adamın amma da şansı varmış, keyfine diyecek yok!” dediler. |
Yaşar Nuri Öztürk | Karun, süsü-püsü içinde toplumunun karşısına çıktı. Şu iğreti dünya hayatını amaçlayanlar dediler ki: "Ah, Karun'a verilenin bir benzeri bize de verilseydi. Gerçekten o, çok nasipli bir adam!" |
Abdulbaki Gölpınarlı | Derken kavminin karşısına süslenip çıktı da dünya yaşayışını dileyenler, ne olurdu dediler, bize de Karun'a verilen verilseydi, şüphe yok ki o, dünya malından büyük bir nasibe sahip. |
Ali Bulaç | Böylelikle kendi ihtişamlı-süsü içinde kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını istemekte olanlar: "Ah keşke, Karun'a verilenin bir benzeri bizim de olsaydı. Gerçekten o, büyük bir pay sahibidir" dediler. |
Süleyman Ateş | (Karun) süsü, (debdebesi) içinde kavminin karşısına çıktı. dünya hayatını isteyenler: "Keşke Karun'a verilenin bir benzeri de bize verilseydi, dediler, gerçekten onun büyük şansı var!" |
Önceki [28:78]< >[28:80] Sonraki |